İnsan değişmez, dönüşür. Doğa değişmez, dönüşür. Evren değişmez, dönüşür. İhtilal değil, tekamül esastır. Tekamül evrilmenin ta kendisidir. Nihayet ise kemaldir, yani bilgi ve erdem olgunluğu. Peki sujenin yani insanın tekamülüne yön veren, güzergah çizen nedir?
Bu yazıda insanların tekamülüne yön veren bu dinamikten bahsedeceğim.
İlah
En geniş anlamda ilah; kendisine tapınılan, hayret edilip ardına düşülen şeydir, mâbuddur.
İnsan yapısı
İnsan, doğuştan bitibaren yaşamaya isteklidir. Varlık bulmak, nefes almak insanın ilk çabasıdır. Ölümü arzulayan, yaşamaya isteksiz olan insanlar da mutlaka bu hırsı önceden yaşamış ancak sonra bazı nedenlerle kaybetmiştir.
Yaşamak, insan için bu denli önemli olup diğer çabaları da beraberinde getirir: para kazanmak, yemek, içmek, sağlıklı olmak, daha çok para kazanmak, daha çok yemek-içmek, daha çok, daha çok...
Çabaların/İsteklerin ilahlaşması
İlah tanımında yer alan "hayret edilip ardına düşülen şey" ifadesi, yaşam çabası ile beraber doğan isteklerin karakterine oldukça uyuyor. Öyle ki rol modellerden, çevreden, aileden ve daha bir sürü unsurdan taklit edilen tavırlar bir hayret gereğidir.
Bankalar ve bankacılar için "paraya tapanlar" yakıştırması bu alt nedene dayanmakta. Tapmak, yani ilah edinmek.
İlah hiyerarşisi ve ilah elemesi
Bu iki mefhumu bir arada kullanmamın sebebi, birbirine olan bazı zıtlıkları. İlah hiyerarşisinde, adından da çıkarılabileceği gibi, birden fazla iilaha yer verilir. İlah elemesi ise bu yapının bir parçası olup ona eksiltici bir etki yapar.
Örneğin para ve şehvet birbirlerini etkiler ancak birbirlerine zarar vermez; iki unsur da yüksek oranda talep edilebilir. Bir diğer örnek olarak, bir ressam çırağının üstadına ve kazandığı paraya olan hayretidir; öyle ki çırak paraya ihtiyaç duyar ve onu talep eder ancak ustasının mahareti ona bu unsurdan daha yüce gelebilir. Bu nedenle ustası veya ustasının işi veyahut ressamlığın kendisi para unsurunu ve talebini bu anlamda eler, potansiyel ilah sayısını azaltır.
Son birkaç söz
Zaman akar, mekan değişir ancak insan, insanın özü sabit kalır. Bundan 50 sene önceki insan da 5000 sene önceki insan da yine aynı şekilde bir özle olaylara ve unsurlara yaklaşıyordu. Yalnızca araçları farklıydı.
İster soyut isterse somut bir ilaha olsun, insan, her daim bir şey uğruna çabalar. Bu anlamda ilahları sayarken sıfırdan değil birden başlamalıyız. Kaçta duracağımız ise değişen araçlara bağlıdır.
-nbsas-
Bu yazıda insanların tekamülüne yön veren bu dinamikten bahsedeceğim.
İlah
En geniş anlamda ilah; kendisine tapınılan, hayret edilip ardına düşülen şeydir, mâbuddur.
İnsan yapısı
İnsan, doğuştan bitibaren yaşamaya isteklidir. Varlık bulmak, nefes almak insanın ilk çabasıdır. Ölümü arzulayan, yaşamaya isteksiz olan insanlar da mutlaka bu hırsı önceden yaşamış ancak sonra bazı nedenlerle kaybetmiştir.
Yaşamak, insan için bu denli önemli olup diğer çabaları da beraberinde getirir: para kazanmak, yemek, içmek, sağlıklı olmak, daha çok para kazanmak, daha çok yemek-içmek, daha çok, daha çok...
Çabaların/İsteklerin ilahlaşması
İlah tanımında yer alan "hayret edilip ardına düşülen şey" ifadesi, yaşam çabası ile beraber doğan isteklerin karakterine oldukça uyuyor. Öyle ki rol modellerden, çevreden, aileden ve daha bir sürü unsurdan taklit edilen tavırlar bir hayret gereğidir.
Bankalar ve bankacılar için "paraya tapanlar" yakıştırması bu alt nedene dayanmakta. Tapmak, yani ilah edinmek.
İlah hiyerarşisi ve ilah elemesi
Bu iki mefhumu bir arada kullanmamın sebebi, birbirine olan bazı zıtlıkları. İlah hiyerarşisinde, adından da çıkarılabileceği gibi, birden fazla iilaha yer verilir. İlah elemesi ise bu yapının bir parçası olup ona eksiltici bir etki yapar.
Örneğin para ve şehvet birbirlerini etkiler ancak birbirlerine zarar vermez; iki unsur da yüksek oranda talep edilebilir. Bir diğer örnek olarak, bir ressam çırağının üstadına ve kazandığı paraya olan hayretidir; öyle ki çırak paraya ihtiyaç duyar ve onu talep eder ancak ustasının mahareti ona bu unsurdan daha yüce gelebilir. Bu nedenle ustası veya ustasının işi veyahut ressamlığın kendisi para unsurunu ve talebini bu anlamda eler, potansiyel ilah sayısını azaltır.
Son birkaç söz
Zaman akar, mekan değişir ancak insan, insanın özü sabit kalır. Bundan 50 sene önceki insan da 5000 sene önceki insan da yine aynı şekilde bir özle olaylara ve unsurlara yaklaşıyordu. Yalnızca araçları farklıydı.
İster soyut isterse somut bir ilaha olsun, insan, her daim bir şey uğruna çabalar. Bu anlamda ilahları sayarken sıfırdan değil birden başlamalıyız. Kaçta duracağımız ise değişen araçlara bağlıdır.
-nbsas-