Boyutlar aslında insanların genelinin düşündüğü gibi karmaşık bir mantıktan çıkmamıştır. Yani; boyut denince başka evrenlerdeki insanlar,
alternatif gelecekler, negatif ve pozitif uzamın birlikte varlığının imkansızlığı gibi düşünceler ve teoriler boyut ile ilgili düşüncelerin son halkalarıdır. Bildiğiniz üzere bir şeyi öğrenmek için sonundan başlayıp, temel mantığını es geçmek pek de mantıklı değildir. İşte bugün bu yazıda bir düğümü çözmeye çalışacağım. Ancak bunun için sizin de dikkatiniz gerekli, hatırlatmak isterim.
Boyut kavramı
Boyut(dimension) dediğimiz şey pek tabi sayısal alanın yani matematik ve beraberinde geometrinin bir getirisidir. Öyle ki diziler, matrisler, prizmalar, çember, kare gibi kavram ve kavramlar ancak boyutların belirlenmesiyle açıklanabilmiştir. Bu yazıda daha çok geometrik olarak boyutlardan bahsedeceğim için işin matematik kısmını biraz es geçiyorum. Böyle yaparak temeli sarstığımı düşünmüyorum, matematiğe değinmeden de bu anlatımın gayet de yararlı olacağı kanısındayım.
Nihayetinde boyut, uzayda bulunan nesnenin üzerindeki bir noktanın yerini belirlemek için gereken minimum koordinat sayısıdır. Aslında bu tanım konuyla ilgili her şeyi çok iyi özetliyor. Şimdi benim yapacağım ise biraz daha irdelemek.
1D, 2D ve 3D(Daha yaygın kullanıldığından B yerine D'yi kullanıyorum)
(Baştan başlamak derken 1D'ye kadar inmeyi kast ediyordum. :) ) Boyutları tanımlamak ve onların nasıl özelliklere sahip olduğunu bilebilmek için çok tanıdık bir şeyden yardım alacağız: Gölgeler. Bir boyutta yer alan her "nesne"nin gölgesi o boyutun bir alt kademesindeki boyuttandır. Bu hesaba göre 1 boyutlu bir "nesne"nin gölgesi 0. boyuttandır. Yani boyutsuzdur, görünemez. 2 boyutlu nesnelerin gölgesi 1, 3 boyutlu nesnelerinki ise 2 boyutludur. Aslında daha önceden de bu bilgiye sahiptik. Ancak bu bilginin bu şekilde kullanılması gerçekten de farklı bir bakış açısı gerektiriyor.
1D
1 boyutlu nesnenin en tipik örneği noktadır. Nokta uzayda yer alan, ölçüsü olmayan bir nesnedir. Öyle ki onu belirleyen bir şey de yoktur. Kalemin ucuyla da fırçanın tuvale vurulmasıyla da yani muhtelif şekilde oluşturulabilir. Bunların haricinde 1D ile ilgili başka söylenecek bir yer göremiyorum.
2D
2 boyutlu nesneler genişlik(width) ve yükseklik(height)elemanlarına sahiptir. Her nesnenin bir genişliği ve yüksekliği bulunmalıdır. Bu değerler 0'dan +sonsuza kadar gider.
Bu nesnelerin en tipik örnekleri ise demin bahsettiğim üç boyutlu nesnelerin gölgeleri ve şu an yazı yazarken de baktığım ekranın içinde bulunan nesnelerdir. Harfler, kutular, ikonlar, çizgiler... Bu nesneler üç boyutlu ortamda yan 90 derece açı yaptıklarında görünmez olurlar. Bunun nedeni ise derinliğe sahip olmamalarıdır.
3D
Üç boyut aslında en kolay anlatılabilecek boyuttur. Çünkü insanlar üç boyutlu bir dünyada yaşamaktadır. Bu ortamda doğduklarından, ortama adapte olmaları mecburidir. Öyle ki insan gözleri de bu yetenekle donatılmıştır. Yani insanlar bu uzamı algılamak için fiziksel yeteneğe doğuştan sahiptirler.
Üçüncü boyutta, ortama genişlik ve yükseklik elemanıyla beraber derinlik(depth) elemanı eklenmektedir. Derinlik sayesinde üç boyutlu nesneler tam tur(360 derece) dönerken her zaman görünürdür. İnsan gözü için tüm elemanlar sağlandığından üç boyutun tamamı algılanır.
Gölgeler konusuna geri dönersek, aşina olduğumuz üzere üç boyutlu nesnelerin gölgeleri iki boyutludur. Bununla beraber; insanlar, üç boyutlu nesneler harici hiçbir nesneyi elle tutamazlar. Bu üç boyutlu nesneleri ayırt etmek için çok iyi bir yöntem olabilir. Örneğin çok ince bir bez düşünelim hatta bu bez ipekle dokunmuş olsun. Herhangi bir kimse o kumaşı, eline alabiliyor, taşıyabiliyorsa o nesne üçüncü boyuta "mensuptur".
4D ve 4D'nin görülebilmesi
Bugünlerde çok yaygınlaşan 7D gösteriler, 9D filmlerin aslında ifadesinde bir hata bulunmaktadır. Bunun nedeni boyut kavramının yanlış anlaşılmasıdır. Etraf, "boyut denince işin içine diğer duyular da giriyor" mantığıyla para kıran adamlarla doluyor. Bu işi bu yanlışla yapmasalar sorun yok da, durum böyle işte. Dediklerinin aksine duyular, hem üç boyutu algılamak hem de vücutta bulunan kimyasalların düzenlenmesini ve reaksiyona girmesini sağlamaktadır. Kısacası boyutlarla ilgisi ancak bu kapsamdadır.
Konuya geri dönersek; Üç boyutlu ortamda nesnelerin genişlik, yükseklik ve derinlik elemanlarına sahip olduğunu söylemiştim. Boyut sayısı ile -baştaki tanımdan hatırlayın- koordinat sayısının boyutun ne olduğu ile ilgili olduğunu söylemiştim. Öyleyse bize bir tane daha eleman gerekmektedir. İşte asıl sorun burada ortaya çıkıyor; insan görmeye gücünün yetmediği bir nesneyi nasıl hayal edebilir? Bunu bir önceki adıma uyarlarsak durum daha açık olacaktır. İnsanı iki boyutlu bir varlık olarak hayal edelim. Bu durumda insan, üçüncü boyuta, fiziksel yetersizliği nedeniyle hiçbir zaman tam olarak vakıf olamayacaktı. Bununla beraber sizce insan, üçüncü eleman olan derinliği, bırakın bilmeyi, hayal dahi edebilecek miydi?
Bu sorular bu alanda konuşulan en temel sorulardır. Bunların cevaplanmasıyla beraber bu düğüm de çözülecek. Ancak o tarih pek yakın gibi durmuyor. Böyle dememin nedeni, insanlığın, bilim alanında, son zamanlarda "fizik çıkmazları" gibi soyut konulara yönelmektense pratiğe daha fazla önem verdiğini görmemdir. Ancak bu soruların cevaplanmasını dört gözle beklediğimi de ekleyeyim.
4D'deki 4. eleman için bir tahmin: Süre
Kulağa epey fantastik gelecek ama bu tahmin şu aralar en çok kabul gören tahmindir. Bu tahmin ve teoriye göre ; yakın gelecek ve geçmiş arasında bulunan insan, dördüncü boyutu görebilseydi, bu zamanlar arasındaki süreyi de görebilecekti. Bu "yakın" ifadesi belirsiz bir söylemdir, ne kadar yakın veya uzak orası belli değil. Yine bu teori ve tahmine göre; bu aralıkları görebilecek olan insan, bu aralıkları bir nevi dalgalanma şeklinde görebilecekti.
Son birkaç söz ve bir video
Boyutlar ve onların daha az fantastik olan kısımlarıyla ilgi yazacaklarım bu kadardı. Yazıyı okuduktan sonra yeterli gelmediğini düşünüyor ve diğer boyutların da neler olabileceğini merak ediyorsanız veya yazıyı okuyup da anlaşılmayan bir şeyler varsa onları tamamlamak adına veyahut okumaya üşenip buradaki "olayı" yine de anlamak istiyorsanız; daha önceden buluğum, ancak nereden bulduğumu hatırlayamadığım ve bende bulunan bir video paylaştım. Eklemem gerekir ki bu videoda boyut kavramı bayağı bir ileri götürülüyor.
(Videoda geçen uzunluk(length) kavramı yazıda bahsettiğim yükseklik(height) ile aynıdır.)
-nbsas-
Yorum Gönder