Etkiye-tepki söylemini duymayan yoktur. Bilimde veya günlük hayatta ortak olarak kullanılan nadir kelimelerden daha doğrusu kavramlardan biri de bu, etkiye tepki durumunu açıklayan "refleks"tir. Bu kelime üzerindeki Türkçeleştirme çabalarının sonucunu, günümüzdeki yaygın kullanıma bakarak söyleyebiliriz. "Tepke" diye çevrilen bu kelime, anlamı çağrıştırmakla beraber pek yaygın değildir.
Bu yazıda refleksin, günlük yaşamda, diğer alanlarda nasıl kendine yer bulduğunu ve ilgili konuları özet bir biçimde anlatmaya çalışacağım.
Genel anlamda refleksin kullanım alanı
Refleksin kullanım alanının geniş olması tabi ki de sebepsiz bir olgu değildir. Öyle ki bu kavram yaşamın ayrılmaz bir parçası olmuş hatta bazı fizikçilere göre evrenin açıklaması olarak kullanılmıştır.
Bununla birlikte tıpta kullanılan refleks çekicine, üzerimizde hiç uygulanmasa bile filmlerden, çizgi dizilerden ve bunun gibi çeşitli medyatik araçlardan aşinayızdır.
Psikolojide refleks
Psikoloji alanında ise refleks -bazı konularda- insan davranışlarını açıklamaya yarar. Öyle ki psikolojide karakter tahlili yapılırken karakterin neye göre şekillendiğini belirlemek açısından -konumuzla ilgili- bir görüş de ileri sürülmüştür: Kişinin karakteri; ya topluma karşı bir tepki ya da topluma uyum sağlama şeklinde oluşur. Yani tavırlarımız ve alışkanlıklarımız genellikle topluma karşı uyguladığımız birer reflekstir.
Hukukta refleks
Hukukta da kendine yer bulan refleks, bazen iktidar-muhalefet tepkimesi için kullanılmaktadır. Bununla birlikte oluşturulan anayasaların da nitelendirilmesinde "tepki anayasası" şeklinde ifadeler de kullanılmaktadır. Daha da basitinden; hukukun maddi olgulara karşı refleksi yaptırım uygulamasıdır.
Doğadaki refleks
Doğada ise küstüm otu(veya çiçeği)nun tepkimesi yine bir dış etkiye bağlıdır. Tabi doğa için bu örnek sadece bir zerreden ibarettir. Doğadaki tüm sirkülasyonun açıklanması da bazen refleksin açıklanmasına bağlıdır.
Felsefede refleks
Felsefede ise felsefenin özelliklerinin en önemlilerinden birisi felsefenin refleksif olmasıdır. Bu özelliğe göre felsefe "dönüp kendine bakabilen" bir soru sorma sanatıdır. Sorgulayan filozof refleksif olmalıdır ki soru sormaya devam edebilsin.
Dinlerde refleks
Din olgusunda ise refleksler negatif ve pozitif boyutuyla karşımıza çıkar. Öyle ki "ibadet" bir refleks değildir, olmamalıdır. Dinlerin ibadet anlayışında bu görüş neredeyse ortaktır. Kişi ibadet ederken şuurlu olmalıdır. Bu görüşün dışında kalan dinler ise şuursuz insan yığınlarının temellerini atar. Bununla birlikte panteizm klasmanında doğa anadaki yani tanrının bir parçası olan bu varlıktaki değişimler, insanların davranışlarına karşı oluşturulan otomatik tepkiler, yani reflekslerdir.
Fizikte refleks
Tam olarak aynı manaya gelmese de kelime kökeni bakımından refleks, fizikte, çok önemli bir yer işgal etmektedir. Optik konusunda biraz araştırma yaptıysanız veya bilgi sahibiyseniz Sir Isaac Newton'un optik alanında yaptığı çalışmaların bir milat olduğunu bilebilirsiniz. Newton, çalışmalarında, ışığın kırılmasını ve parçalara ayrılmasını şu kelimeyle daha anlaşılır hale getirir: Reflection. Bu kelimenin Türkçesi "yansıma"dır. Kelime etimolojik olarak diğer anlam türevleriyle çok iyi uyum sağlamaktadır. Öyle ki etkinin yansıması olan tepkiyi açıklamak için de "refleks" kelimesi kullanılır.
Vücuttaki refleksler
Aslında bu başlığa daha önce de yer yer değindim. Refleks çekiciyle "tepkimeye girilmesi" gibi... Bunun haricinde "hayvan vücudunda" bazı hayati refleksler bulunmaktadır.
Nefes alma
Bu "hayati" reflekslerin başını "nefes almak" çekmektedir. Öyle ki insan dahil hiçbir "hayvan vücutlu" bilinçli olarak nefes almaz. Zaman zaman nefes almayı bilinçli yaptığımız olur, tabi bildiğiniz üzere bu çok sıkıcı ve sinir bozucu bir durumdur.
Sonuç olarak fizyolojik bir işlem olan "nefes almak" doğumdan ölüme kadar hayvan vücutluların refleksidir. Öyle ki bu refleksi kaybettiğimizde çeşitli uygulamalarla onu geri getirmeye çalışırız. Tabi bunu bizim yerimize başkaları yapar(kalp masajı, suni teneffüs, şok verme).
Göz kırpma
Buna yarı yarıya bir refleks diyebilirim. İstemli yapıldığı zamanlar az olmadığından tamamen otomatik bir işlemden bahsetmek saçma olur. Ancak bunun haricinde aslen gözbebeklerini korumakla görevli olan göz kapakları bu işlemi "bize rağmen" de yapar.
Dışkılama
Biliyorum, pek de iç açıcı bir mevzu değil. Ancak doğal sürecin bir gereği olan bu işlemde vücuttaki ilgili kaslar bir reflekse sahiptir. Bu refleks sayesinde kaslar işlemi yarı bilinçsiz olarak yerine getirir. Bununla birlikte bunun tam bilincine varmak pek de iyi sonuçlar doğurmaz. Nefes almadaki sinir bozuculuk burada kabızlık gibi bir hastalıkla sonuçlanabilir.
Refleksoloji
Refleksoloji, ayaklara uygulanan özel ovma hareketleriyle vücudun belli bölgelerinde bloke olmuş enerjiyi çözerek, bedenin kendi kendisini iyileştirme gücünü harekete geçirmesi olarak tanımlanabilir. Bunun konumuzla alakası elbette ki kelime benzerliğiyle kalmamaktadır.
Tıbbi bilgilere göre insan vücudundaki sinir uçlarının 7000 tanesi ayak tabanında bulunmaktadır. Ayak aynı zamanda bütün meridyen kanallarının sonlandığı yerdir. Böylelikle refleksoloji için şu sonucu çıkartabiliriz : Vücuttaki tüm sinirlerin refleksi ayaklarda birikmiştir. Bunu tersten düşünürsek ayaklara uygulanan baskı sayesinde vücut refleks olarak kendini düzenleyecektir.
Bu anlamda refleksin spesifik olarak insan vücudundaki konumlanışı bir başka bakış açısıyla da tanımlanabilir. Öyle ki bu uygulamaların olumlu sonuçlar verdiği de olmuştur.¹
Bu yazıda refleksin, günlük yaşamda, diğer alanlarda nasıl kendine yer bulduğunu ve ilgili konuları özet bir biçimde anlatmaya çalışacağım.
Genel anlamda refleksin kullanım alanı
Refleksin kullanım alanının geniş olması tabi ki de sebepsiz bir olgu değildir. Öyle ki bu kavram yaşamın ayrılmaz bir parçası olmuş hatta bazı fizikçilere göre evrenin açıklaması olarak kullanılmıştır.
Bununla birlikte tıpta kullanılan refleks çekicine, üzerimizde hiç uygulanmasa bile filmlerden, çizgi dizilerden ve bunun gibi çeşitli medyatik araçlardan aşinayızdır.
Psikolojide refleks
Şartlı refleks |
Psikoloji alanında ise refleks -bazı konularda- insan davranışlarını açıklamaya yarar. Öyle ki psikolojide karakter tahlili yapılırken karakterin neye göre şekillendiğini belirlemek açısından -konumuzla ilgili- bir görüş de ileri sürülmüştür: Kişinin karakteri; ya topluma karşı bir tepki ya da topluma uyum sağlama şeklinde oluşur. Yani tavırlarımız ve alışkanlıklarımız genellikle topluma karşı uyguladığımız birer reflekstir.
Hukukta refleks
Hukukta da kendine yer bulan refleks, bazen iktidar-muhalefet tepkimesi için kullanılmaktadır. Bununla birlikte oluşturulan anayasaların da nitelendirilmesinde "tepki anayasası" şeklinde ifadeler de kullanılmaktadır. Daha da basitinden; hukukun maddi olgulara karşı refleksi yaptırım uygulamasıdır.
Doğadaki refleks
Doğada ise küstüm otu(veya çiçeği)nun tepkimesi yine bir dış etkiye bağlıdır. Tabi doğa için bu örnek sadece bir zerreden ibarettir. Doğadaki tüm sirkülasyonun açıklanması da bazen refleksin açıklanmasına bağlıdır.
Felsefede refleks
Felsefede ise felsefenin özelliklerinin en önemlilerinden birisi felsefenin refleksif olmasıdır. Bu özelliğe göre felsefe "dönüp kendine bakabilen" bir soru sorma sanatıdır. Sorgulayan filozof refleksif olmalıdır ki soru sormaya devam edebilsin.
Dinlerde refleks
Din olgusunda ise refleksler negatif ve pozitif boyutuyla karşımıza çıkar. Öyle ki "ibadet" bir refleks değildir, olmamalıdır. Dinlerin ibadet anlayışında bu görüş neredeyse ortaktır. Kişi ibadet ederken şuurlu olmalıdır. Bu görüşün dışında kalan dinler ise şuursuz insan yığınlarının temellerini atar. Bununla birlikte panteizm klasmanında doğa anadaki yani tanrının bir parçası olan bu varlıktaki değişimler, insanların davranışlarına karşı oluşturulan otomatik tepkiler, yani reflekslerdir.
Fizikte refleks
Tam olarak aynı manaya gelmese de kelime kökeni bakımından refleks, fizikte, çok önemli bir yer işgal etmektedir. Optik konusunda biraz araştırma yaptıysanız veya bilgi sahibiyseniz Sir Isaac Newton'un optik alanında yaptığı çalışmaların bir milat olduğunu bilebilirsiniz. Newton, çalışmalarında, ışığın kırılmasını ve parçalara ayrılmasını şu kelimeyle daha anlaşılır hale getirir: Reflection. Bu kelimenin Türkçesi "yansıma"dır. Kelime etimolojik olarak diğer anlam türevleriyle çok iyi uyum sağlamaktadır. Öyle ki etkinin yansıması olan tepkiyi açıklamak için de "refleks" kelimesi kullanılır.
Vücuttaki refleksler
Aslında bu başlığa daha önce de yer yer değindim. Refleks çekiciyle "tepkimeye girilmesi" gibi... Bunun haricinde "hayvan vücudunda" bazı hayati refleksler bulunmaktadır.
Nefes alma
Bu "hayati" reflekslerin başını "nefes almak" çekmektedir. Öyle ki insan dahil hiçbir "hayvan vücutlu" bilinçli olarak nefes almaz. Zaman zaman nefes almayı bilinçli yaptığımız olur, tabi bildiğiniz üzere bu çok sıkıcı ve sinir bozucu bir durumdur.
Sonuç olarak fizyolojik bir işlem olan "nefes almak" doğumdan ölüme kadar hayvan vücutluların refleksidir. Öyle ki bu refleksi kaybettiğimizde çeşitli uygulamalarla onu geri getirmeye çalışırız. Tabi bunu bizim yerimize başkaları yapar(kalp masajı, suni teneffüs, şok verme).
Göz kırpma
Buna yarı yarıya bir refleks diyebilirim. İstemli yapıldığı zamanlar az olmadığından tamamen otomatik bir işlemden bahsetmek saçma olur. Ancak bunun haricinde aslen gözbebeklerini korumakla görevli olan göz kapakları bu işlemi "bize rağmen" de yapar.
Dışkılama
Biliyorum, pek de iç açıcı bir mevzu değil. Ancak doğal sürecin bir gereği olan bu işlemde vücuttaki ilgili kaslar bir reflekse sahiptir. Bu refleks sayesinde kaslar işlemi yarı bilinçsiz olarak yerine getirir. Bununla birlikte bunun tam bilincine varmak pek de iyi sonuçlar doğurmaz. Nefes almadaki sinir bozuculuk burada kabızlık gibi bir hastalıkla sonuçlanabilir.
Refleksoloji
Refleksoloji, ayaklara uygulanan özel ovma hareketleriyle vücudun belli bölgelerinde bloke olmuş enerjiyi çözerek, bedenin kendi kendisini iyileştirme gücünü harekete geçirmesi olarak tanımlanabilir. Bunun konumuzla alakası elbette ki kelime benzerliğiyle kalmamaktadır.
Tıbbi bilgilere göre insan vücudundaki sinir uçlarının 7000 tanesi ayak tabanında bulunmaktadır. Ayak aynı zamanda bütün meridyen kanallarının sonlandığı yerdir. Böylelikle refleksoloji için şu sonucu çıkartabiliriz : Vücuttaki tüm sinirlerin refleksi ayaklarda birikmiştir. Bunu tersten düşünürsek ayaklara uygulanan baskı sayesinde vücut refleks olarak kendini düzenleyecektir.
Bu anlamda refleksin spesifik olarak insan vücudundaki konumlanışı bir başka bakış açısıyla da tanımlanabilir. Öyle ki bu uygulamaların olumlu sonuçlar verdiği de olmuştur.¹
-nbsas-
Yorum Gönder