Kralların mitolojik ve en sadık kralcısı : Gargoyle Watchdog |
Yalnız, bu farklılıkların somut bir şekilde ortaya çıkarılması bizi yanıltmamalı. Öyle ki bu "deliller" bir iki tane değil, insanların sayısı kadar fazla... Hal böyleyken bu somut deliller, zaten kabul gören bir durumu açıklamamıza yardımcı oluyor: Bir insanın bir diğeri ile aynı olması zaten akıl karı değil, benzeşmesi de bir hayli zor.
Bu yazıda "Kral-Kralcı" deyiminin veya söyleminin, kendi içinde barındırdığı derin ve bir o kadar da ilginç çelişkiden bahsedeceğim.
"Kral"dan çok "Kralcı" olmak
Bu deyim "Birinin davasını ondan daha çok savunur olmak" şeklinde kısaca açıklanabilir.* Ancak bu açıklamanın ardından birçok anlama da kapı aralanır. Öyle ki kralın davasını kraldan çok savunmak, davayı içselleştirmek ve amacından saptırmayı da olası kılmaktadır.
Kralın davası
Bir hatip - Encyclopedia Britannica / Oratory |
Bir kimsenin görüşünü tasdik edip ona göre bir yol tutmak günlük hayatta zaruri olarak çoğu kere başvurduğumuz bir yöntem. Bu anlamda bu gerçeklikten kaçışımız yok. Bahis mevzu olan konunun ayrıştığı yer bu davanın içselleştirilmesidir, daha doğrusu "içselleştirme çabası"dır.
Kabul etmemiz gerekir ki, kralın davası, kralın parmak izi gibi kendisine özgüdür. Kendi aklı ve düşünceleri ile o fikre varan kral, ne kadar torpil yaparsa yapsın davasına kendisi gibi bir ortak bulamaz. Öyle ki ortakların her biri zaten ayrı bir dünya olacaktır.
Kralın davasında "-izm"ler
Şimdi sorsam en azından 2-3 tane ideoloji ismi duyabilirim sizden: Liberalizm, Sosyalizm, Dadaizm, Nazizm, Kapitalizm... Her biri ayrı bir dava, ayrı bir fikir. Benzeşir, ayrışır fark etmez, hepsi şahsına münhasırdır. Hepsinin farklı ölçüde taraftarları vardır. Taraftarları yani "-ist"leri.
Her -ist bir düşüncenin şakirdi olmak yolunda. Öyle ki davanın temelindeki sebepler bir zaman sonra önemsiz hale gelir. Ne de olsa isim aynı ya, savunmaya devam, neyi savunduğunun önemi kalmamıştır artık. Dava kralın elinden alınır, yobaz kralcılar borularını öttürmeye başlar.
Kral-Kralcı çelişkisi
Kralcıların borularının seslerini duymaya başladığınız zaman anlayın ki, kral ölmüştür. Dava şekil değiştirir hemen. Bu değişim davanın ilk çığırtkanına, krala ihanete kadar yol alabilir. Yalnız bu ihaneti görmek ne mümkün?! Çünkü dava, hala kralın adıyla anılır, ona minnetini takdim ederek başlar her söze.
Son birkaç söz
Bir fikre veya görüşe ulaşmamızda aklımız pusula vazifesini görür. O fikre varabilmemiz için pusula hangi yönü işaret ederse o yolda ilerleriz. İşte bu yolculukta durakladığımız sayısız fikir mevcuttur. Her bir durakta birkaç şey daha katarız beraberimize veya birkaç şey bırakırız ki ilerlemeye devam edebilelim.
Sizi temin ederim ki, bu duraklardan hiçbirine yerleşmeyiz. Kalıcı olamayız hiçbirinde. Ancak şu da var ki; kraldan çok kralcı olarak, bir süre konakladığımız duraklarda bir değiş-tokuş gerçekleştiririz: Kendi pusulamızdan vazgeçeriz. Pusulamızdan, yani aklımızdan.
Ezcümle, kendi pusulamızdan vazgeçmemeli. Her ne pahasına olursa olsun. Her insan bir diğerinden farklıyken, herkes, bu anlamda potansiyel bir kraldır. Kendi davası olabilen bir kral.
"Dâhi, münzevî bir yıldız; anasız doğan çocuk, anasız doğan ve zürriyetsiz ölen. Zirveden zirveye akseden şarkı." - Cemil MERİÇ**
-nbsas-
* http://www.dersimiz.com/deyimler_sozlugu.asp?islem=bilgigoster&id=3111
** "Bu Ülke" adlı eserinden
Yorum Gönder