Geçmişten günümüze, semavi dinler de dahil olmak üzere, her inançta kendini oluşturan elementlerin ve dinamiklerin zıttına bazı oluşumlar meydana gelmiştir. Bu oluşumlar her zaman tam bir "zıtlık" içermese de, bahsi geçen inançla uyuşmamaktadır.
Bu oluşumlara Arapçada -bize tanıdık gelen- "batıl" ismi verilmektedir. Kelime olarak "boş", "geçersiz", "saçma" ve "uydurma" gibi anlamlara gelen batıl, aslında İslamiyetteki "sapmaları" tanımlamak için kullanılsa da bunu Türkçedeki kullanımla genişletmek mümkündür. Böylelikle bu kelime tüm inançlara mal edilebilir.
Bu yazıda karakteristik bir benzerlik gösteren iki "batıl"dan ve kendi aralarında kurulabilecek bağlantılardan bahsedeceğim.
Noel ağacı
Hristiyanlık inancında göz ardı edilemez büyük bir bölüm için "inanç gereği" olarak gösterilen, sunulan Noel ağacı, yer aldığı inançtan öte kavimsel ve eski bir dinin getirisidir. Yani kökeni olan bir batıldır.
Noel ağacının kökeni, çok tanrılı ve panteist bir inanç olan Paganizme dayanmaktadır. İlk defa 4. yüzyılın başlarında Hristiyan toplumlar tarafından kullanılan bu terim(Pagan, Paganizm) Avrupa-Sarmatyada, antik Mısırda, kısmen İskandinavya'da ve antik Roma'da uzun zamandan beri var olan toplulukları adlandırmak için "sonradan" kullanılmıştır.
Paganizm panteist bir inanç olma özelliği taşıdığı için Tanrılarla doğanın(evrenin) birliği fikri, inancın temelinde yer alıyor. Doğa ile adlandırılan, birleştirilen tanrılar her zamanda ve her yerdedir. "Doğa ana" ile bu kadar yakından olan bu inanç çam ağaçlarına da bir kutsiyet atfetmiştir.
Paganizme göre sonbahardan kış mevsimine geçişte birer birer ölen ağaçlar ilkbahara erişme gücünden yoksundur. Ancak çam ağacı diğerlerinden ayrışarak her zaman diri ve güçlüdür. Öyle ki yaprakları -genelde -sararmaz veya dökülmez.
Bu kutsal ağaç barındırdığı tanrı sayesinde bahara yeniden erişebilir ve tanrıların yeniden hüküm sürmesine yardım edebilir. Durum böyle olduğundan onların evlerde de kullanılması bir çeşit uğurluluk sembolü veya dini gerektir.
Buraya kadar anlattığım kısım, bu batılın, daha çok İskandinavya kavimlerine(druidlere, keltlere, vikinglere) özgü şeklidir. Antik Mısır ve Roma'da birkaç eklemeyle evrim geçirmiştir.
Her iki antik medeniyette de kış gündönümü için bir çeşit kutlama bulunmaktadır. Bu kutlamalar; Mısırda güneşi bir taç olarak olarak kullanan tanrı Ra onuruna, Roma'da ise diğer tanrıların aksine yeryüzünde yaşayan, tarımın ve hasatın sembolü olan Satürn(Yunan mitinde Kronos) onuruna yapılmaktaydı. İskandinavya kavimleriyle aynı mantıkta olan bu kutlamalar tanrıların yeniden hükmetmesi için "umutlandırıcı" kutlamalardı.
Bu umut verici kutlamalar(Roma'da ismi: Saturnalia) Roma'da keskin hukuk kurallarına tabiydi. İslamiyetteki haram aylar anlayışına benzer bir şekilde bu günlerde "hukuksuzluğun" ölçütü genişletiliyordu. Herkes birbirine karşı nazik ve anlayışlı olmalıydı. Öyle ki "hediyeleşme" de bugünlerde çok yaygındı.
Yeni çağ ile Hristiyanlığa taşınan bu eski inanç gereği Hristiyanlıkta bir batıl özelliği taşımaktadır. Öyle ki bu "taşıma"da birkaç eklenti daha yapılmıştır. Bunlardan en dikkat çekeni çam ağaçlarındaki süslemelerdir.
İlk zamanlarda(MS 1500-1650) meyvelerle yapılan eklentiler Adem ve Havva'nın(Adam and Eve) cennetten kovulma hadisesine vurgulama içermekteydi. Daha sonraları ise, çam ağaçlarının satışında da olduğu gibi, bir ticaret çarkına dönüştü.
Dilek ağaçları
Hristiyanlık gibi bir semavi din olan İslamiyet'te de noel ağaçları ayarında bir batıla rastamak mümkün. Kuzey ve Orta Asya kavimlerindeki Şamanizm'deki bir "ibadet", yüzyıllar sonrasında İslamiyet'e aksediyor.
Katı bir tabu veya yaygın bir görüş olan Şamanizm'in bir inanç olduğu görüşü aslında tam olarak doğru değildir. Öyle ki Şamanizm'de bulunan ritüellerin "ibadet" şeklinde adlandırılması da her zaman doğru değildir. Çünkü şamanlar bir nevi şifacı rolündedir. Doğadan elde ettiği malzemeleri karıştırarak insanları iyileştirirler. Günümüzdeki alternatif tıbbın en eski atalarından biridir yani.
Elbette ki Şamanizm'in bir yaşam tarzı olduğunu söylemek gerekir, ki bu da ona "yaygın görüşte" dini boyut kazandırır.
Konuya geri dönersek; Çoğu Kuzey ve Orta Asya kavminin sahip olduğu Şamanizm "inancı" gereği Şamanistler, yurtlarını koruyan ruhlara kurban sunmalıdırlar. Bu kurban verme ulu ağaçlara bağlanan çaputlarla veya at kıllarıyla sağlanıyordu.
Ulu ağaçlar bu anlamda ruhları barındıran kutsal objelerdendi. Öyle ki kutsallıklarının ölçütleri de bulunmaktaydı ve bu ölçüye göre de bağlanan çaput sayısında bir artış yaşanırdı. Bu ölçütlerden ikisi; ağacın yaşı ve yalnızlığıdır.
İslamiyet'teki formunda ise daha çok "yatırlarda", türbelerde, evliya sayılan her kişinin mezarının çevresinde biten ağaçlara ve taşlara çaput bağlanır. Çaputla bir dilek de oraya "manen" bağlanır: sınavı geçme, hamile kalma, şifa bulma, zengin olma...
Noel ağacı gibi sürekli evrim geçiren bu batıl da işgal ettiği inançla alakasızdır. Gelenek ve din ikilisi birbiri içine geçtiğinden bu davranışı sorgulamak dahi yanlış görülmüş, hadsizlik sayılmıştır.
Kısa bir sentez ve son birkaç söz
Her inançta ortaya çıkan veya inanca taşınan bu tip oluşumlar elbetteki aslen yer aldığı sistematikte önemli bir işleve sahiptir. Yalnız bu oluşumlar yer değiştirirse "batıl" halini alır. Öyle ki inançlar özünü başka bir şekilde koruyamaz.
Hristiyanlık ve İslamiyet gibi dünyada çok yaygın olan bu iki inancın bu şekilde kalıplaşan geleneklerle aslından uzaklaşması ilk bakışta şaşırtıcı gelebilir. Öyle ki bu kadar çok inananın yani böyle bir çoğunluğun yanılması zor gibi görünmektedir. Ancak şu da var ki bu kadar çok kişiyi bünyesine alan inançlar bu çoğunluk tarafından, bizzat tahrip edilmeye çok açıktır.
Biz istesek de istemesek de günümüz, geçmişle her seferinde bir yolunu bulup bağlantı kurmakta. Tam anlamıyla bir kopuş neredeyse imkansız. Bu yüzden de "kopmayı istemek" abesle iştigaldir. Önemli ve gerekli olan neyin nerede olduğunu bilmek ve sınıflandırmaktır. Ancak böylelikle akıl, "süzebilir"; mantıklı, sağlıklı işler yapılabilir ve zamanın hakkı verilebilir.
Dünya çapında yaygın olan bir batıl - 13 rakamının uğursuzluğu |
Bu yazıda karakteristik bir benzerlik gösteren iki "batıl"dan ve kendi aralarında kurulabilecek bağlantılardan bahsedeceğim.
Noel ağacı
Hristiyanlık inancında göz ardı edilemez büyük bir bölüm için "inanç gereği" olarak gösterilen, sunulan Noel ağacı, yer aldığı inançtan öte kavimsel ve eski bir dinin getirisidir. Yani kökeni olan bir batıldır.
Paganizmde ağaç reenkarnasyonu |
Paganizm panteist bir inanç olma özelliği taşıdığı için Tanrılarla doğanın(evrenin) birliği fikri, inancın temelinde yer alıyor. Doğa ile adlandırılan, birleştirilen tanrılar her zamanda ve her yerdedir. "Doğa ana" ile bu kadar yakından olan bu inanç çam ağaçlarına da bir kutsiyet atfetmiştir.
Paganizme göre sonbahardan kış mevsimine geçişte birer birer ölen ağaçlar ilkbahara erişme gücünden yoksundur. Ancak çam ağacı diğerlerinden ayrışarak her zaman diri ve güçlüdür. Öyle ki yaprakları -genelde -sararmaz veya dökülmez.
Bu kutsal ağaç barındırdığı tanrı sayesinde bahara yeniden erişebilir ve tanrıların yeniden hüküm sürmesine yardım edebilir. Durum böyle olduğundan onların evlerde de kullanılması bir çeşit uğurluluk sembolü veya dini gerektir.
Buraya kadar anlattığım kısım, bu batılın, daha çok İskandinavya kavimlerine(druidlere, keltlere, vikinglere) özgü şeklidir. Antik Mısır ve Roma'da birkaç eklemeyle evrim geçirmiştir.
Sezar ve Kleopatra |
Bu umut verici kutlamalar(Roma'da ismi: Saturnalia) Roma'da keskin hukuk kurallarına tabiydi. İslamiyetteki haram aylar anlayışına benzer bir şekilde bu günlerde "hukuksuzluğun" ölçütü genişletiliyordu. Herkes birbirine karşı nazik ve anlayışlı olmalıydı. Öyle ki "hediyeleşme" de bugünlerde çok yaygındı.
Yeni çağ ile Hristiyanlığa taşınan bu eski inanç gereği Hristiyanlıkta bir batıl özelliği taşımaktadır. Öyle ki bu "taşıma"da birkaç eklenti daha yapılmıştır. Bunlardan en dikkat çekeni çam ağaçlarındaki süslemelerdir.
Adem ve Havva cennet bahçesi tasviri |
Dilek ağaçları
Hristiyanlık gibi bir semavi din olan İslamiyet'te de noel ağaçları ayarında bir batıla rastamak mümkün. Kuzey ve Orta Asya kavimlerindeki Şamanizm'deki bir "ibadet", yüzyıllar sonrasında İslamiyet'e aksediyor.
Katı bir tabu veya yaygın bir görüş olan Şamanizm'in bir inanç olduğu görüşü aslında tam olarak doğru değildir. Öyle ki Şamanizm'de bulunan ritüellerin "ibadet" şeklinde adlandırılması da her zaman doğru değildir. Çünkü şamanlar bir nevi şifacı rolündedir. Doğadan elde ettiği malzemeleri karıştırarak insanları iyileştirirler. Günümüzdeki alternatif tıbbın en eski atalarından biridir yani.
Elbette ki Şamanizm'in bir yaşam tarzı olduğunu söylemek gerekir, ki bu da ona "yaygın görüşte" dini boyut kazandırır.
Sibirya'da bir şamanın ritüeli |
Hayat Ağacı tasvirine uyan yaşlı bir ağaç |
İslamiyet'teki formunda ise daha çok "yatırlarda", türbelerde, evliya sayılan her kişinin mezarının çevresinde biten ağaçlara ve taşlara çaput bağlanır. Çaputla bir dilek de oraya "manen" bağlanır: sınavı geçme, hamile kalma, şifa bulma, zengin olma...
Noel ağacı gibi sürekli evrim geçiren bu batıl da işgal ettiği inançla alakasızdır. Gelenek ve din ikilisi birbiri içine geçtiğinden bu davranışı sorgulamak dahi yanlış görülmüş, hadsizlik sayılmıştır.
Kısa bir sentez ve son birkaç söz
Her inançta ortaya çıkan veya inanca taşınan bu tip oluşumlar elbetteki aslen yer aldığı sistematikte önemli bir işleve sahiptir. Yalnız bu oluşumlar yer değiştirirse "batıl" halini alır. Öyle ki inançlar özünü başka bir şekilde koruyamaz.
Hristiyanlık ve İslamiyet gibi dünyada çok yaygın olan bu iki inancın bu şekilde kalıplaşan geleneklerle aslından uzaklaşması ilk bakışta şaşırtıcı gelebilir. Öyle ki bu kadar çok inananın yani böyle bir çoğunluğun yanılması zor gibi görünmektedir. Ancak şu da var ki bu kadar çok kişiyi bünyesine alan inançlar bu çoğunluk tarafından, bizzat tahrip edilmeye çok açıktır.
Biz istesek de istemesek de günümüz, geçmişle her seferinde bir yolunu bulup bağlantı kurmakta. Tam anlamıyla bir kopuş neredeyse imkansız. Bu yüzden de "kopmayı istemek" abesle iştigaldir. Önemli ve gerekli olan neyin nerede olduğunu bilmek ve sınıflandırmaktır. Ancak böylelikle akıl, "süzebilir"; mantıklı, sağlıklı işler yapılabilir ve zamanın hakkı verilebilir.
-nbsas-
Yorum Gönder