Hayatta, herkes problemlerle karşılaşmıştır. Bu problemlerle baş etmek kimi zaman güç olmuştur. Belki de bazen pes ettiğimiz olmuştur. Peki bu güçlük neyden kaynaklanır? Güç sorunlara karşı tavrımız hep böyle mi kalacak? Bu soruların cevaplarını yalnızca kendiniz verebilirsiniz. Ben, bu cevaplardan birini bu yazıda ele alacağım: iyi ve doğru soru sorarak çoğu problemin üstesinden gelinebillir.
Soru sormak
"Soru sormak" insanın en muhteşem meziyetlerinden birisidir. Düşünen, konuşan ve öğrenen insan, sorgular. İşte bu sorgulama işleminin ana unsuru soru sormaktır.
Bir şeyin mahiyetini kavramak için onun zıttını veya yokluğunun sonuçlarını düşünmek iyi bir yöntemdir. Bu yöntemi soru sormak için kullanalım: Soru sormamak, sorgulamamak. Bunlar bizi dış dünyada eylemsizliğe götürür. Dış dünyadaki bu hal iç alemimize tahakkuk edecektir. Bu da düşünmemek demektir. (Bu döngüyü tam tersine düşünmek de mümkündür. Çünkü, burada sebep-sonuç ilişkisi kısır döngüye dönüşür.)
Menfi halinden bahsettiğim bu kavram, bize kendisini tanıtmaya başladı. Şimdi geri dönüş yaparsak "soru soran"ı tanımlayabiliriz. Soru soran kişi, düşünüyor; soru soran kişi "cevap arıyor" demektir. Problemler karşısında kısmen eylemsiz olan kişiden soruna çözüm bulması beklenemezdi. Ancak soru soran kişi er ya da geç problemi çözecektir. Çözemese bile çabası, ona, diğer problemlerde kılavuzluk edecektir.
İyi ve doğru derken?
Soru soran kişinin akıbetinden bahsettik. Ancak niteliğe değinmedik. Soru sorma eylemi gelişigüzel yapılamaz. Öyle ki sorular; iyi düşünülmüş ve doğru rotayı saptayan sorular olmalıdır.
İyi sorular
"İyi" düşünülen sorular bir arkaplan içerir. Bu arkaplan ise düşünmeden oluşturulmuş sorular mezarlığından ibarettir. Öyle ki iyi düşünülmüş sorular, Darwin'in doğal seleksiyonuna maruz kalarak meydana gelmişlerdir. Zayıflar elenirken en iyiler hayatta kalarak iyi düşünülmüş soruyu oluşturur.
Doğru sorular
"Doğru" rotaya yönelten sorular ilk bakışta iyi sorulara çok benzerler. Ancak biraz derine inip -biraz da zorlama ile- aradaki farka ulaşılabilir: Doğru sorular iyi sorulara uzanan basamaklardır. Demin de bahsettiğim üzere iyi soruların arkaplanı soru yığınlarıyla doludur. İşte bu yığınları da azaltmak doğru sorularla mümkündür.
Sorulara birkaç örnek
Problemler çok çeşitli olduğundan direkt örnek vermek, oldukça abes kaçacaktır. Ancak yüzeysel olarak sorulara değinmek de bir sakınca görmüyorum.
5N1K en iyi alet çantalarından biridir. Şimdilerde gazeteciliğin olmazsa olmazı olarak bilinen bu sorular, çağlardır insanlara rehberlik etmektedir. Bu yüzden bu sorularla başlamak iyi bir tercih olsa gerek. Öyle ki ilk çağlardan itibaren varlığını anlamlandırmaya çalışan insan; "ben kimim", "ben neyim" diyerek iyi, doğru ve en zor soruları sormuştur. Filozofların, diyalektik gibi, harika akıl yürütme yöntemlerini düşünürsek bahsi geçen soruların onlara olan katkısını daha iyi anlayabiliriz. Öyle ki bu çabaları onlara muhtelif konuda yol göstermiş ve -çıkmaza sürüklüyor gibi gözükse de- önlerini açmıştır.
Son birkaç söz
Eskiden "öğrenci" kelimesi yerine "talebe" kelimesi kullanılırdı. Talebe, kelime itibariyle talep eden demektir. Talep eden... peki neyi? Bilgiyi, ilmi... Talep etmek eylemsizliği ortadan kaldırır, talep edilene yöneltir. Soru sormak işte aynen böyledir: Bir cevap arayışı, bir talep...
Soru sormak
"Soru sormak" insanın en muhteşem meziyetlerinden birisidir. Düşünen, konuşan ve öğrenen insan, sorgular. İşte bu sorgulama işleminin ana unsuru soru sormaktır.
Bir şeyin mahiyetini kavramak için onun zıttını veya yokluğunun sonuçlarını düşünmek iyi bir yöntemdir. Bu yöntemi soru sormak için kullanalım: Soru sormamak, sorgulamamak. Bunlar bizi dış dünyada eylemsizliğe götürür. Dış dünyadaki bu hal iç alemimize tahakkuk edecektir. Bu da düşünmemek demektir. (Bu döngüyü tam tersine düşünmek de mümkündür. Çünkü, burada sebep-sonuç ilişkisi kısır döngüye dönüşür.)
Menfi halinden bahsettiğim bu kavram, bize kendisini tanıtmaya başladı. Şimdi geri dönüş yaparsak "soru soran"ı tanımlayabiliriz. Soru soran kişi, düşünüyor; soru soran kişi "cevap arıyor" demektir. Problemler karşısında kısmen eylemsiz olan kişiden soruna çözüm bulması beklenemezdi. Ancak soru soran kişi er ya da geç problemi çözecektir. Çözemese bile çabası, ona, diğer problemlerde kılavuzluk edecektir.
İyi ve doğru derken?
Soru soran kişinin akıbetinden bahsettik. Ancak niteliğe değinmedik. Soru sorma eylemi gelişigüzel yapılamaz. Öyle ki sorular; iyi düşünülmüş ve doğru rotayı saptayan sorular olmalıdır.
İyi sorular
"İyi" düşünülen sorular bir arkaplan içerir. Bu arkaplan ise düşünmeden oluşturulmuş sorular mezarlığından ibarettir. Öyle ki iyi düşünülmüş sorular, Darwin'in doğal seleksiyonuna maruz kalarak meydana gelmişlerdir. Zayıflar elenirken en iyiler hayatta kalarak iyi düşünülmüş soruyu oluşturur.
Doğru sorular
"Doğru" rotaya yönelten sorular ilk bakışta iyi sorulara çok benzerler. Ancak biraz derine inip -biraz da zorlama ile- aradaki farka ulaşılabilir: Doğru sorular iyi sorulara uzanan basamaklardır. Demin de bahsettiğim üzere iyi soruların arkaplanı soru yığınlarıyla doludur. İşte bu yığınları da azaltmak doğru sorularla mümkündür.
Sorulara birkaç örnek
Problemler çok çeşitli olduğundan direkt örnek vermek, oldukça abes kaçacaktır. Ancak yüzeysel olarak sorulara değinmek de bir sakınca görmüyorum.
5N1K en iyi alet çantalarından biridir. Şimdilerde gazeteciliğin olmazsa olmazı olarak bilinen bu sorular, çağlardır insanlara rehberlik etmektedir. Bu yüzden bu sorularla başlamak iyi bir tercih olsa gerek. Öyle ki ilk çağlardan itibaren varlığını anlamlandırmaya çalışan insan; "ben kimim", "ben neyim" diyerek iyi, doğru ve en zor soruları sormuştur. Filozofların, diyalektik gibi, harika akıl yürütme yöntemlerini düşünürsek bahsi geçen soruların onlara olan katkısını daha iyi anlayabiliriz. Öyle ki bu çabaları onlara muhtelif konuda yol göstermiş ve -çıkmaza sürüklüyor gibi gözükse de- önlerini açmıştır.
Son birkaç söz
Eskiden "öğrenci" kelimesi yerine "talebe" kelimesi kullanılırdı. Talebe, kelime itibariyle talep eden demektir. Talep eden... peki neyi? Bilgiyi, ilmi... Talep etmek eylemsizliği ortadan kaldırır, talep edilene yöneltir. Soru sormak işte aynen böyledir: Bir cevap arayışı, bir talep...
-nbsas-
Yorum Gönder