Teknoloji günbegün "yaygınlaşmakta" ve gelişmekte. Otomasyon programları, yüksek hızlı trenler, yüksek çözünürlükte kameralar, bilgisayar fonksiyonlu akıllı telefonlar, High-Def ses sistemleri, sürücüsüz arabalar, "drone"lar, kuantum bilgisayarlar... ve daha nicesi hayatı kolaylaştırmak ve insanlara zaman kazandırmak( ya da onları tembelleştirmek) adına geliştirildi, geliştiriliyor.
X-Y-Z nesilleri ise bu gelişimlerle beraber artık yerlerini Alfa(Alpha) nesillere bırakıyor. Başka bir yazıda bundan daha ayrıntılı bahsedeceğim ancak bu konunun idrakı için özet bir açıklama gereklidir.
X-Y-Z nesilleri ve Alfa(Alpha) nesli
Buradaki kısmın en temel açıklama olduğunu tekrar hatırlatmak isterim:
Genel bir sınıflandırma için yapılan bu araştırmalar elbette ki mutlak olmayıp geçişkenliğe müsaittir.
Kuşak çatışması ve Alfaların "avantajı"
"Eski" nesiller (X hariç Y ve Z) önce kendilerini teknolojiye adapte edip sonrasında teknolojiyi kendileri için düzenliyorlardı. Elbette ki istisnalar mevcuttur ancak genel anlamda bu yol izleniyordu. Bunun yanında AAlfa(Alpha) nesiller için bu süreç geçerli değildir. Çünkü Alfa(Alpha) nesiller daha "oyun çağlarında" bu gelişimlere vâkıf oluyorlar. Bunun sonucunda diğer nesillerin aksine Alfalar; bu alanda, hayata "çaba harcamadan" önde başlıyorlar.
Elbette ki tarihte ilerleyiş hep bu şekilde oldu: Bir çözümlemeyi yapabilmek için yarım asrı devirenler, ortaya koydukları formül ile yeni nesiller için bu işi çok ama çok kısa bir zamana(2 dakika gibi) indirgeyebiliyorlar. Bunun ardından başka bir problemle karşılaşan insanlar yine bu yolu izlemiştir. Binlerce yarım asrın devrilmesi günümüz dünyasını düze çıkarmıştır.
Tabi ki bu her zaman için bir yükseliş değildi. Bu konuda daha ayrıntılı okuma yapmak isterseniz "Bir doğrudan daha fazlası" adlı yazımı okuyabilirsiniz.
"Nesiller" konusuna biraz olsun değindiğimize göre asıl konumuza devam edebiliriz.
Kör teknoloji
Başta bahsettiğim yüksek çözünürlüklü kameraların ne kadar harika aletler olduğunu çoğumuz biliriz. Öyle ki "akıllı" telefonlara yerleştirilen güçlü kameralar bunları daha yaygın hale getirmektedir. Ancak bu kameraların, neredeyse hepsinin, "göremediğini" hiç düşündünüz mü?
Akıllı telefon kamerasından devam edelim. Kamera açıldığında mercekten lense yansıyan ışıklar, oldukça küçük bir "kapalı kutuda" işlenerek telefon ekranında dondurulur. Böylelikle "fotoğraf çekilmiş" olur. Buradaki işlemlere dikkat ederseniz hepsinin, genel itibariyle, yansımadan başka bir şey olmadığını fark edebilirsiniz. "Fotoğrafın işlenmesi" deyimi ise yansımanın ekrana verilmesinden başka bir yerde kullanılmamaktadır. Halbuki "işleme" kelimesi "anlamlandırma işlemi" için biçilmiş kaftan niteliğindedir. Kısacası biz burada yanlış bir tabir kullanıyoruz.
İnsanların görmesi ise göze gelen ışınların(1. aşama) beyinde işlenmesi(2. aşama) ile mümkündür. Öyle ki biz bu sürecin tamamına da "görmek" diyoruz. Ancak kameralar 2. aşamayı yakın zamana kadar es geçmekteydi ve sadece yansıtmaktaydı.
Son zamanlarda geliştirilen yazılımlar ve bittabi yazılım dilleri bu işe el atmaya başladılar. Bunun en basit ve yaygın(telefonlarda bulunduğu için bu kelimeyi kullandım) örneği Snapchat adlı uygulamadaki "dinamik filtreleme" işlemidir. Bu yazılım 2. aşamada bulunan "işleme"yi, "yüz bulma" şeklinde yapmaktadır. Bu uygulama, gerçekten de, bu alanda iyi bir iş çıkarmıştır.
Elbette Snapchat, bu alandaki tek örnek değildir ancak fikir vermek açısından iyi bir örnektir. Bugüne kadar sadece "yansıtan ve donduran" kameralar -ve elbette ki teknoloji- son zamanlarda atılan bu önemli adımlarla -kısmen de olsa- "görmeye" başlamıştır.
Peki görebilen makinelerin ve teknolojinin ne gibi bir getirisi olabilir?
Bu konuda bir başka alana kaymamız gerekecek: Yapay Zeka(AI) veya Makine Öğrenimi(ML). Öyle ki artık gözleri açılan makineler daha fazla "akıl dolu" olacak. Ancak bu "yeni" alanla ilgili, bu yazıda ben pek bir şey söylemeyeceğim. Bu linke tıklayarak Google Cloud Chief Scientist(Baş bilim insanı) ve Computer Vision Expert(Bilgisayar Görüşü Uzmanı) Fei Fei Li'nin TED platformunda bizim konumuzu çok ilgilendiren sunumunu izleyebilirsiniz.(Türkçe altyazı seçeneği mevcut)
Gören teknolojinin psikolojik, sosyolojik ve ahlaki(moral) yönü
Bu başlık uzunluğu itibariyle biraz karışık gelebilir. Öyle ki psikoloji, sosyoloji ve ahlak alanları -çoğu konuda- kendi içlerinde bile görüş birliğine varılamamış alanlardır. Ancak yazı gereği bu üçü harmanlanmalı. Çünkü teknolojinin artık gözlerini açabilmesi, her üç alanı da ilgilendirecek bir konudur.
Görüntülediği kareyi anlayabilen makineler Terminatör filmindeki distopyayı hatırlatabilir, bu normaldir. Öyle ki bu da bir olasılıktır. Ancak tek olasılık değildir.
"Kıyamet günü" resmini çizen distopyalara geçmeden önce yeni neslin daha doğrusu nesillerin bu teknolojiye nasıl yaklaşacağı öncelikle ele alınmalıdır. Z nesli ile Alfalar şu an elimizdeki özneler ve öyle ki psikolojik yönden -diğer nesiller gibi- kibirli bir insan profili oluşturan Alfalar "sosyallik" kavramını çok farklı bir şekilde tanımlayacak gibi duruyor. Öte yandan moral değerler bakımından "yarar" arayışı bu nesilleri de etkisine alabilecek gibi duruyor.
Sözün kısası Alfalar, önceki nesillerin yaptıkları hatalardan ders alan hatta potansiyel hatalarını görüp onlar için tedbir alan bir nesil olmazsa gelişen teknoloji insanoğlunu geride bırakabilir, uçurumlar oluşabilir. Öyle ki teknoloji gözlerini açarken, insanlık yavaş yavaş gözlerini kapatmaktadır.
Muhtemel çözüm ise Alfaların önceki nesillerden daha çalışkan yetiştirilerek bilinç düzeylerinde artışın sağlanmasıdır. Teknolojinin şekillendirilmesi ve bilimin ilerlemesi çok önemlidir aksi takdirde, ona göre, bizler şekilleneceğiz.
X-Y-Z nesilleri ise bu gelişimlerle beraber artık yerlerini Alfa(Alpha) nesillere bırakıyor. Başka bir yazıda bundan daha ayrıntılı bahsedeceğim ancak bu konunun idrakı için özet bir açıklama gereklidir.
X-Y-Z nesilleri ve Alfa(Alpha) nesli
Buradaki kısmın en temel açıklama olduğunu tekrar hatırlatmak isterim:
- X nesli : Doğum yılları: 1966-19762012'de X neslinin yaş aralığı: 36 - 46
"Kayıp nesil" olarak da nitelendirilirler. Bu tabir teknoloji ile olan ilişki içindir elbette. Öyle ki en eğitimli nesil olarak da kabul edilir. Fiziksel dünya tecrübeleri Y ve Z nesillerine kıyasla daha faz
- Y nesli : Doğum yılları: 1977-1994
2012'de Y neslinin yaş aralığı: 18 - 35
- Z nesli :Doğum yılları: 1995-2012
2012'de Z neslinin yaş aralığı: 0 - 17
- Alfalar :Doğum yılları 2012 - Üst sınır belirsiz
Genel bir sınıflandırma için yapılan bu araştırmalar elbette ki mutlak olmayıp geçişkenliğe müsaittir.
Kuşak çatışması ve Alfaların "avantajı"
"Eski" nesiller (X hariç Y ve Z) önce kendilerini teknolojiye adapte edip sonrasında teknolojiyi kendileri için düzenliyorlardı. Elbette ki istisnalar mevcuttur ancak genel anlamda bu yol izleniyordu. Bunun yanında AAlfa(Alpha) nesiller için bu süreç geçerli değildir. Çünkü Alfa(Alpha) nesiller daha "oyun çağlarında" bu gelişimlere vâkıf oluyorlar. Bunun sonucunda diğer nesillerin aksine Alfalar; bu alanda, hayata "çaba harcamadan" önde başlıyorlar.
Elbette ki tarihte ilerleyiş hep bu şekilde oldu: Bir çözümlemeyi yapabilmek için yarım asrı devirenler, ortaya koydukları formül ile yeni nesiller için bu işi çok ama çok kısa bir zamana(2 dakika gibi) indirgeyebiliyorlar. Bunun ardından başka bir problemle karşılaşan insanlar yine bu yolu izlemiştir. Binlerce yarım asrın devrilmesi günümüz dünyasını düze çıkarmıştır.
Tabi ki bu her zaman için bir yükseliş değildi. Bu konuda daha ayrıntılı okuma yapmak isterseniz "Bir doğrudan daha fazlası" adlı yazımı okuyabilirsiniz.
"Nesiller" konusuna biraz olsun değindiğimize göre asıl konumuza devam edebiliriz.
Kör teknoloji
"Görmeye başlayan" bir kamera |
Akıllı telefon kamerasından devam edelim. Kamera açıldığında mercekten lense yansıyan ışıklar, oldukça küçük bir "kapalı kutuda" işlenerek telefon ekranında dondurulur. Böylelikle "fotoğraf çekilmiş" olur. Buradaki işlemlere dikkat ederseniz hepsinin, genel itibariyle, yansımadan başka bir şey olmadığını fark edebilirsiniz. "Fotoğrafın işlenmesi" deyimi ise yansımanın ekrana verilmesinden başka bir yerde kullanılmamaktadır. Halbuki "işleme" kelimesi "anlamlandırma işlemi" için biçilmiş kaftan niteliğindedir. Kısacası biz burada yanlış bir tabir kullanıyoruz.
İnsanların görmesi ise göze gelen ışınların(1. aşama) beyinde işlenmesi(2. aşama) ile mümkündür. Öyle ki biz bu sürecin tamamına da "görmek" diyoruz. Ancak kameralar 2. aşamayı yakın zamana kadar es geçmekteydi ve sadece yansıtmaktaydı.
Son zamanlarda geliştirilen yazılımlar ve bittabi yazılım dilleri bu işe el atmaya başladılar. Bunun en basit ve yaygın(telefonlarda bulunduğu için bu kelimeyi kullandım) örneği Snapchat adlı uygulamadaki "dinamik filtreleme" işlemidir. Bu yazılım 2. aşamada bulunan "işleme"yi, "yüz bulma" şeklinde yapmaktadır. Bu uygulama, gerçekten de, bu alanda iyi bir iş çıkarmıştır.
Elbette Snapchat, bu alandaki tek örnek değildir ancak fikir vermek açısından iyi bir örnektir. Bugüne kadar sadece "yansıtan ve donduran" kameralar -ve elbette ki teknoloji- son zamanlarda atılan bu önemli adımlarla -kısmen de olsa- "görmeye" başlamıştır.
Peki görebilen makinelerin ve teknolojinin ne gibi bir getirisi olabilir?
Bu konuda bir başka alana kaymamız gerekecek: Yapay Zeka(AI) veya Makine Öğrenimi(ML). Öyle ki artık gözleri açılan makineler daha fazla "akıl dolu" olacak. Ancak bu "yeni" alanla ilgili, bu yazıda ben pek bir şey söylemeyeceğim. Bu linke tıklayarak Google Cloud Chief Scientist(Baş bilim insanı) ve Computer Vision Expert(Bilgisayar Görüşü Uzmanı) Fei Fei Li'nin TED platformunda bizim konumuzu çok ilgilendiren sunumunu izleyebilirsiniz.(Türkçe altyazı seçeneği mevcut)
Gören teknolojinin psikolojik, sosyolojik ve ahlaki(moral) yönü
Bu başlık uzunluğu itibariyle biraz karışık gelebilir. Öyle ki psikoloji, sosyoloji ve ahlak alanları -çoğu konuda- kendi içlerinde bile görüş birliğine varılamamış alanlardır. Ancak yazı gereği bu üçü harmanlanmalı. Çünkü teknolojinin artık gözlerini açabilmesi, her üç alanı da ilgilendirecek bir konudur.
Görüntülediği kareyi anlayabilen makineler Terminatör filmindeki distopyayı hatırlatabilir, bu normaldir. Öyle ki bu da bir olasılıktır. Ancak tek olasılık değildir.
"Kıyamet günü" resmini çizen distopyalara geçmeden önce yeni neslin daha doğrusu nesillerin bu teknolojiye nasıl yaklaşacağı öncelikle ele alınmalıdır. Z nesli ile Alfalar şu an elimizdeki özneler ve öyle ki psikolojik yönden -diğer nesiller gibi- kibirli bir insan profili oluşturan Alfalar "sosyallik" kavramını çok farklı bir şekilde tanımlayacak gibi duruyor. Öte yandan moral değerler bakımından "yarar" arayışı bu nesilleri de etkisine alabilecek gibi duruyor.
Sözün kısası Alfalar, önceki nesillerin yaptıkları hatalardan ders alan hatta potansiyel hatalarını görüp onlar için tedbir alan bir nesil olmazsa gelişen teknoloji insanoğlunu geride bırakabilir, uçurumlar oluşabilir. Öyle ki teknoloji gözlerini açarken, insanlık yavaş yavaş gözlerini kapatmaktadır.
Muhtemel çözüm ise Alfaların önceki nesillerden daha çalışkan yetiştirilerek bilinç düzeylerinde artışın sağlanmasıdır. Teknolojinin şekillendirilmesi ve bilimin ilerlemesi çok önemlidir aksi takdirde, ona göre, bizler şekilleneceğiz.
-nbsas-
Yorum Gönder