Dünden
bugüne, her zaman tartışılmış, -kendilerine göre- güçlü savlar öne sürülmüş bir
konudan daha doğrusu bir seçimden bahsetmeye çalışacağım bu yazıda: “Doğu mu
Batı mı?” Bu soru sorulduğunda ortaya çıkan birkaç anlam bulunmakta: Medeniyeti
gelişmiş olan hangi taraf, kim daha fazla yüceltilmeli veya kim yüceltilmeli,
kim ilkel, kim çağdaş…¹ Öyle ki öne
sürülen düşünceler de zaten bunları desteklemek içindir. Bir başka söyleyişle;
bu durum bir yarışa dönüşmüştür ve kazananı hala belirsizdir.
Doğu’dan ve Batı’dan ne anlaşılmalıdır?
Herkes
bulunduğu konuma göre bir ayrım veya yön belirlemesi yapabilir. Ancak genel
kabul böyle değildir. Mesela Nepal’de bulunan birine göre Arabistan yarımadası
da Fransa da Batı medeniyetinin
üyesidir. Hatta belirlemeyi daha da zorlaştıran hatta imkansız hale getiren bir
durum vardır ki dünya Geoit(Küre benzeri bir şekil ama küre değil) olduğundan
Nepal’e göre Fransa hem Doğu’da hem de Batı’dadır.
Yalnız
tabi ki de belirleme bu unsur dışarı atılarak yapılmakta. Yani bir varsayımdan
ibaret. Öyle olmasaydı bu tartışma zaten hiç doğmazdı. Yani ilk iş olarak, bu
tartışmanın varlığı için, Dünya’yı düz bir zemine indirgemeliyiz:
Bunun
ardından konuya çizginin nerede olduğuyla devam etmeliyiz. Çizgiden kastım
Doğu’yu ve Batı’yı ayıran çizgidir. Bu çizgi hiçbir zaman tam olarak
belirlenemez. Yani burada yer alacak çizim de çok kabaca bir resimdir. Aynı
zamanda bu ayrıma dahil olmayan ancak kategorilendirme için zorunlu olarak
ayrılan bölgeler de vardır. Mesela Kuzey Afrika harici Orta Afrika ve Güney
Afrika belirgin bir yere sahip değildir. Buna biraz sonra değinilecektir.
Bunlara
kısaca değindikten sonra bu kavramların esas bölgelerine dair birkaç unsurdan
bahsetmeliyim. Esas bölgelerden kasıt ilk akla gelen bölgelerdir. Yani kavramla
beraber gelen, kavramın barındırdığı genel algılara dayalı yer isimleridir.
Batı için esasa bakıldığında; Antik Yunan, Fransa, İngiltere, ABD, Almanya gibi
sonuçlar elde edebiliriz. Doğu içinse; Arabistan Yarımadası, Çin, Japonya, Hindistan,
Mısır, Endonezya akla gelebilir. Tabi bu yazı benim bakış açımla yazıldığından
sizin aklınıza daha pek çok farklı sonuç gelebilir. Ancak genel kabulün
neredeyse bu şekilde olduğunu düşünüyorum. Bunlarla birlikte daha önce de
söylediğim tarafsız benzeri bölgeler bulunmaktadır. Tarafsız benzeri diyorum
çünkü bir tarafa tamamen ait olmasa da ona yakınlaşan bölgeler olabiliyor.
Tarafsız bölgeleri de bir tarafa atarak kadrajı biraz daha daraltırsak eski bir haritayla ve bakış açısıyla karşılaşırız. Burada "eski" den kastım "işe yaramaz", "işlevsiz" ya da en olağan anlamıyla "kötü" değildir. Yalnızca zaman anlamında bir eskilik söz konusudur. Öyle ki bu Eski Dünya'nın haritasıdır:
Şimdiki versiyonuyla Eski Dünya:
Tarafsız bölgeleri de bir tarafa atarak kadrajı biraz daha daraltırsak eski bir haritayla ve bakış açısıyla karşılaşırız. Burada "eski" den kastım "işe yaramaz", "işlevsiz" ya da en olağan anlamıyla "kötü" değildir. Yalnızca zaman anlamında bir eskilik söz konusudur. Öyle ki bu Eski Dünya'nın haritasıdır:
El İdrisî - 1099-1166 ¹ |
En çok yapılan karşılaştırma : Medeniyet düzeyi
Tartışmaların, veya seçimlerin en çok yapıldığı konu tarafların medeniyet düzeyidir. Alışkanlık olduğu ve gerektiği için de; "medeniyet"in ne olduğuna bakmak istiyorum.
Medeniyet
Kökeni Arapça olan bu kelime, etimolojik olarak şehir anlamına gelen "medine"(مدينة) kelimesinden türetilmiştir. Medeniyet kelimesinin eş anlamlısı "Uygarlık"tır. Bu kelime de şehirliliği kastetmektedir. Uygar kelimesi, ilk yerleşik hayata geçen Uygurlar'dan gelmektedir.
Köken bakımından böyle olmakla birlikte medeniyet: Bir ülke veya toplumun, maddi ve manevi varlıklarının, düşünce, sanat, bilim, teknoloji ürünlerinin tamamını ifade eder. ²
Düzey kelimesindeki yanılgı
Derece, düzey, seviye hatta level hangisini kullanırsanız kullanın bu tamlama, yani "medeniyet düzeyi" çoğu kez yanlış anlamda kullanılmaktadır. Düzey diyerek önce güncel olan seviye yani günümüzdeki durum kastedilmektedir ancak bunu söylerken bilmeden de olsa geçmişe atıf yapılır. Örneğin "Batı medeniyeti düzeyi" derken hem günümüzdeki hem de geçmişteki düzeyden bahsedilmektedir. Tabi bu artarak ilerleyen bir ölçüttür. Bu nedenle bir birikim söz konusudur. Öyle ki medeniyet kelimesi de bunu zorunlu kılmaktadır. Çünkü medeniyet, bir "ürünler toplamıdır".
Hem düzey hem medeniyet hem de medeniyet düzeyi gibi kavramlar dile getirilirken buna dikkat edilmesi gerekir. Aynı zamanda bu, bizi nesnelliğe yaklaştırabilecek en önemli unsurdur.
Karşılaştırmadaki yetersizlik-mantıksızlık ve Dünya Medeniyeti
Bu karşılaştırma yapılırken, taraflara iki ayrı varlık muamelesi yapılmaktadır. Tabi ki de "tarafların belirlenmesi" demek onları ayırmak demektir, hatta çizgi oluşturmamın de nedeni buydu. Bu kıyas yöntemi bilimsel, daha doğrusu sayısal bilimlerde yöntem olarak çokça kullanılmaktadır. Ayrıca çok da verimli bir analiz sağlamaktadır. Ancak bu yöntem burada işleyemez. Kendi içinde tutarsızlaşır. Bunun en önemli nedeni de karşılaştırmanın mantıksızlığıdır.
Karşılaştırmaya mantıksız diyorum çünkü -aslında demin biraz belirttiğim gibi- taraflar yani Doğu ve Batı iki ayrı varlık değildir, olamazlar. Dünya tarihinde, nereye bakarsanız bakın, medeniyet gelişimi tek bir bölgede gerçekleşmemiştir ve o bölgede kalmamıştır. Öyle ki hiçbir mucit, icadını dünyadan gizleyemez. Bununla birlikte medeniyet gelişimi hiçbir zaman tam anlamıyla tekelleşmemiştir. Her zaman dışarıdan bir katkıya ihtiyaç duyulmuş veya haberdar olunmadan bu katkı iç unsurların dışında gerçekleşmiştir. Bunun böyle olmadığını düşünüyorsanız, eminim ki yeterince araştırma yapmadınız, kaynak incelemediniz.
İyi bir örnek: Fotoğraf makinesi
Bu alet ya da cihaz tam bir dünya medeniyeti ürünüdür:
Antik Yunan'da Demokritos'un atomik teorisinin formülasyonu,
daha sonrasında İbn-i Heysem'in Karanlık Oda Teorisi ve gözle ilgili çalışmaları,
Sir Isaac Newton'un optik çalışmaları,
1802’de İngiltere’de önü mercekli ışık geçirmez kutuyu tasarlayan Thomas Wedgwood,
Hindistanlı, Japon ve Güney Koreli mühendislerin Java yazılımı ile dijital fotoğraf makinelerini iyileştirmesi...
Bu "katkılar", tarihte bu ürün için atılan adımlardan sadece birkaçıydı. Buraya eklemediğim ancak daha birçok atılmış ve atılacak adımın mevcut olduğu pek muhtemeldir. Şu da belirtilmelidir ki atılan ilk adımı saptamak çok zor ve -karşılaştırma yapmak için- bir o kadar da gereksiz bir iştir.
Dünya Medeniyeti ve son birkaç söz
Daha önce de dile getirdiğim gibi "karma" bir medeniyet olan, tüm tarafları bünyesinde barındıran seçenek -şu an için- Dünya Medeniyetidir. Bu söylem, tarafları ortadan kaldırmakta onları bir bütünün ayrılmaz bir parçası kılmaktadır. Öyle ki elde edilen ürünler ille de bir tarafa yorulmak isteniyorsa oyum dünya medeniyetinden yanadır. Bunun nedeni -verilerini sizlerin de takdirine sunduğum üzere- bu seçenekten başka mantıklı ve tutarlı bir seçeneğin olmayışıdır.
Bu birikim dün de böyleydi bugün de... Şu an içinde bulunduğumuz zaman diliminde, yaptığımız ve yapacağımız her bir ürün bu medeniyetin hazinesinde birikecektir, onu daha zengin hale getirecektir.
¹ İleri okuma ve araştırma için: http://bsix12.com/east-meets-west/
² Bu resme ve bunun gibi daha fazlasına ulaşmak için: https://gezgintech.com/dunyanin-en-unlu-ve-en-eski-gezginleri.html
³ https://www.turkcebilgi.com/medeniyet#bilgi
Tartışmaların, veya seçimlerin en çok yapıldığı konu tarafların medeniyet düzeyidir. Alışkanlık olduğu ve gerektiği için de; "medeniyet"in ne olduğuna bakmak istiyorum.
Medeniyet
Kökeni Arapça olan bu kelime, etimolojik olarak şehir anlamına gelen "medine"(مدينة) kelimesinden türetilmiştir. Medeniyet kelimesinin eş anlamlısı "Uygarlık"tır. Bu kelime de şehirliliği kastetmektedir. Uygar kelimesi, ilk yerleşik hayata geçen Uygurlar'dan gelmektedir.
Köken bakımından böyle olmakla birlikte medeniyet: Bir ülke veya toplumun, maddi ve manevi varlıklarının, düşünce, sanat, bilim, teknoloji ürünlerinin tamamını ifade eder. ²
Düzey kelimesindeki yanılgı
Derece, düzey, seviye hatta level hangisini kullanırsanız kullanın bu tamlama, yani "medeniyet düzeyi" çoğu kez yanlış anlamda kullanılmaktadır. Düzey diyerek önce güncel olan seviye yani günümüzdeki durum kastedilmektedir ancak bunu söylerken bilmeden de olsa geçmişe atıf yapılır. Örneğin "Batı medeniyeti düzeyi" derken hem günümüzdeki hem de geçmişteki düzeyden bahsedilmektedir. Tabi bu artarak ilerleyen bir ölçüttür. Bu nedenle bir birikim söz konusudur. Öyle ki medeniyet kelimesi de bunu zorunlu kılmaktadır. Çünkü medeniyet, bir "ürünler toplamıdır".
Hem düzey hem medeniyet hem de medeniyet düzeyi gibi kavramlar dile getirilirken buna dikkat edilmesi gerekir. Aynı zamanda bu, bizi nesnelliğe yaklaştırabilecek en önemli unsurdur.
Karşılaştırmadaki yetersizlik-mantıksızlık ve Dünya Medeniyeti
Bu karşılaştırma yapılırken, taraflara iki ayrı varlık muamelesi yapılmaktadır. Tabi ki de "tarafların belirlenmesi" demek onları ayırmak demektir, hatta çizgi oluşturmamın de nedeni buydu. Bu kıyas yöntemi bilimsel, daha doğrusu sayısal bilimlerde yöntem olarak çokça kullanılmaktadır. Ayrıca çok da verimli bir analiz sağlamaktadır. Ancak bu yöntem burada işleyemez. Kendi içinde tutarsızlaşır. Bunun en önemli nedeni de karşılaştırmanın mantıksızlığıdır.
Karşılaştırmaya mantıksız diyorum çünkü -aslında demin biraz belirttiğim gibi- taraflar yani Doğu ve Batı iki ayrı varlık değildir, olamazlar. Dünya tarihinde, nereye bakarsanız bakın, medeniyet gelişimi tek bir bölgede gerçekleşmemiştir ve o bölgede kalmamıştır. Öyle ki hiçbir mucit, icadını dünyadan gizleyemez. Bununla birlikte medeniyet gelişimi hiçbir zaman tam anlamıyla tekelleşmemiştir. Her zaman dışarıdan bir katkıya ihtiyaç duyulmuş veya haberdar olunmadan bu katkı iç unsurların dışında gerçekleşmiştir. Bunun böyle olmadığını düşünüyorsanız, eminim ki yeterince araştırma yapmadınız, kaynak incelemediniz.
İyi bir örnek: Fotoğraf makinesi
Bu alet ya da cihaz tam bir dünya medeniyeti ürünüdür:
Antik Yunan'da Demokritos'un atomik teorisinin formülasyonu,
daha sonrasında İbn-i Heysem'in Karanlık Oda Teorisi ve gözle ilgili çalışmaları,
1802’de İngiltere’de önü mercekli ışık geçirmez kutuyu tasarlayan Thomas Wedgwood,
Hindistanlı, Japon ve Güney Koreli mühendislerin Java yazılımı ile dijital fotoğraf makinelerini iyileştirmesi...
Bu "katkılar", tarihte bu ürün için atılan adımlardan sadece birkaçıydı. Buraya eklemediğim ancak daha birçok atılmış ve atılacak adımın mevcut olduğu pek muhtemeldir. Şu da belirtilmelidir ki atılan ilk adımı saptamak çok zor ve -karşılaştırma yapmak için- bir o kadar da gereksiz bir iştir.
Dünya Medeniyeti ve son birkaç söz
Daha önce de dile getirdiğim gibi "karma" bir medeniyet olan, tüm tarafları bünyesinde barındıran seçenek -şu an için- Dünya Medeniyetidir. Bu söylem, tarafları ortadan kaldırmakta onları bir bütünün ayrılmaz bir parçası kılmaktadır. Öyle ki elde edilen ürünler ille de bir tarafa yorulmak isteniyorsa oyum dünya medeniyetinden yanadır. Bunun nedeni -verilerini sizlerin de takdirine sunduğum üzere- bu seçenekten başka mantıklı ve tutarlı bir seçeneğin olmayışıdır.
Bu birikim dün de böyleydi bugün de... Şu an içinde bulunduğumuz zaman diliminde, yaptığımız ve yapacağımız her bir ürün bu medeniyetin hazinesinde birikecektir, onu daha zengin hale getirecektir.
-nbsas-
¹ İleri okuma ve araştırma için: http://bsix12.com/east-meets-west/
² Bu resme ve bunun gibi daha fazlasına ulaşmak için: https://gezgintech.com/dunyanin-en-unlu-ve-en-eski-gezginleri.html
³ https://www.turkcebilgi.com/medeniyet#bilgi
Yorum Gönder