Evrende, insanın keşfedebileceği, öğrenebileceği yığınla şey mevcut. Mikro evrenden, makro evrene kadar çok fazla şey... Peki bir insan; keşfetmeye, öğrenmeye nerden başlamalı?
Başlangıç noktası
Bir işe başlamak o işin en zor kısmıdır. İlk adım diğer tüm adımların doğrultusunu belirler. Bu nedenle bu kararı vermek epey zor gelir.
İnsanın, öğrenmeye nereden başlayacağı, hayatının ilk zamanları için kendi tasarrufuna bırakılan bir karar değildir. Çocuklar için hep başkaları karar alır. Bu sebeple kişi, kendisinin farkına varana kadar dışa bağımlıdır, muhtaçtır.
Çocukluktaki bu durumu baz alarak hayatımız üzerinde tasarrufumuz olmadığı sonucunu çıkarmayın. Dediğim gibi, bu süre, farkındalık kazanmaya kadar devam eder.
Bir zaman sonra -herkes için farklı bir süre mevcut- insan, kendisinin farkına varır. Bu durum halk arasında "kendimi bildim bileli..." şeklindeki deyime karşılık gelir: Kendini bilmek.
İnsan, her zaman, tam anlamıyla bağımsız bir iradeye sahip olamaz elbet. Yalnız her insanın, mutlak etki altında yaşadığını kabul etmek de pek gerçekçi değildir.
Sözün kısası; "kendini bilmeye" başlayan insan, yeniden bir "ilk adım" atar. Belki daha sonra bir ilk adım daha... Her ilk adım, bir kırılma noktasıdır. İlk adımlar, böylece yön verir hayatımıza.
Adımların niceliği
Atılan ilk adımlar, peşi sıra onlarca, yüzlerce adımı da getirir ardından. Her biri, amaca yönelik birer faaliyet. Sayısını kestirmek pek güç.
Aslında, sayısı önemli değildir bu faaliyetlerin. Tepeden bir kural indirmek, bir sınır belirlemek de yapılacak en büyük hatalardan biridir. Kazara tutan sayılar bir istisna ancak kim işini şansa bırakmak ister ki?
İlk adım belirler bu sayıyı. Nihayetinde bu yola o soktu bizi. Yalnız, bu bilgi, gizli olduğundan pek bir işimize yaramaz. Bu sebeple bunu fazla düşünmeyin derim, zaten ilk adımı atarken yeterince düşündünüz değil mi?
Adımların niteliği
İşte önem teşkil eden bir husus: Nitelik, yani kalite veyahut özellik. Her ilk adım yani her bir kırılma noktası, atılacak diğer adımların niteliğinde mutlak nüfuz sahibidir.
Nitelik, bir nevi üsluptur. Öyle ki yön tayini ile vazifelendirilmiş olan ilk adım bu üsluba göre görevini ifa eder.
İlk adımlarını atmaya hazırlanan iki insan düşünün. Yukarıda bahsettiğim aşamalardan geçen iki insan. İkisi de aynı amacı gerçekleştrmek için bir adım atmak isteyebilirler. Yalnız ilk adımlarına belirledikleri üslup birbirlerinden farklı olabilir.
Üsluplar iki çeşittir: Pozitif ve negatif. Pozitif olanlar erdemlerdir. Negatif olanlarsa erdemlere zıt düşen her şeydir. Negatiflere bir örnek: "katı pragmatik anlayış".
Erdemler ahlakın övdüğü değerlerdir.Her düşünüre göre farklı bir erdem ön plana çıkabilir. Yalnız bir erdem var ki bana göre diğerlerinden bir adım daha önde: Samimiyet.
Samimiyet
Samimiyet kollektif bir erdemdir. Çoğu değeri içinde barındırır. Çoğu değerin de ön şartıdır. Dürüstlük veya doğruluğu ele alalım. Samimi olmayan dürüst birini düşünün veya tam tersini. İkisi de sıkıntılı.
Bir başka ifade ile içtenliktir samimiyet. Samimi insanlar yapmacıklıktan uzaktır, hareketleri doğaldır. Yapmak için yapmaz, konuşmak için konuşmazlar. Kendilerini başkası için şekillendirmezler.
Farklılıklara saygılı, at gözlüğü takmayan kimselerdir. Her insan gibi önyargılara sahiptirler ancak pek azı gibi bunun farkındadırlar. İnsana insan olduğu için değer verir hudutlarını kendileri çizerler.
Son birkaç söz
2.Dünya Savaşı biteli 70 küsür sene oldu. "Savaş", zikredilmekten korkulan ancak zikredilmesi en çok arzulanan bir kelime haline geldi. Öyle ki bu istek, "asimetrik" ön eki ile biraz olsun yatıştırılıyor.
Bununla birlikte, her zaman olduğu gibi, insanlığın çözülmesi gereken muhtelif problemleri bulunuyor.
Problemler, onları oluşturan faktörler belirlenmeden çözüme kavuşturulamaz. İnsanlığın sahip olduğu problemlerin yegane sebebi olmasa da çoğunu kapsayan bir sebep söyleyebilirim: Samimiyetsizlik.
Devlet yöneticilerinden vatandaşlara kadar bu hastalık mevcut. Etrafınızdaki sorunları değerlendirirken bu açıdan düşünürseniz çoğu zaman bu sonuca varacağınızı düşünüyorum.
Ezcümle; samimiyete ihtiyacımız var. Bu kollektif erdem bize çok şey katıyor. Bir kere daha ilk adımı atmalıyız ancak bu sefer samimiyetle.
Başlangıç noktası
Bir işe başlamak o işin en zor kısmıdır. İlk adım diğer tüm adımların doğrultusunu belirler. Bu nedenle bu kararı vermek epey zor gelir.
İnsanın, öğrenmeye nereden başlayacağı, hayatının ilk zamanları için kendi tasarrufuna bırakılan bir karar değildir. Çocuklar için hep başkaları karar alır. Bu sebeple kişi, kendisinin farkına varana kadar dışa bağımlıdır, muhtaçtır.
Çocukluktaki bu durumu baz alarak hayatımız üzerinde tasarrufumuz olmadığı sonucunu çıkarmayın. Dediğim gibi, bu süre, farkındalık kazanmaya kadar devam eder.
Bir zaman sonra -herkes için farklı bir süre mevcut- insan, kendisinin farkına varır. Bu durum halk arasında "kendimi bildim bileli..." şeklindeki deyime karşılık gelir: Kendini bilmek.
İnsan, her zaman, tam anlamıyla bağımsız bir iradeye sahip olamaz elbet. Yalnız her insanın, mutlak etki altında yaşadığını kabul etmek de pek gerçekçi değildir.
Sözün kısası; "kendini bilmeye" başlayan insan, yeniden bir "ilk adım" atar. Belki daha sonra bir ilk adım daha... Her ilk adım, bir kırılma noktasıdır. İlk adımlar, böylece yön verir hayatımıza.
Adımların niceliği
Atılan ilk adımlar, peşi sıra onlarca, yüzlerce adımı da getirir ardından. Her biri, amaca yönelik birer faaliyet. Sayısını kestirmek pek güç.
Aslında, sayısı önemli değildir bu faaliyetlerin. Tepeden bir kural indirmek, bir sınır belirlemek de yapılacak en büyük hatalardan biridir. Kazara tutan sayılar bir istisna ancak kim işini şansa bırakmak ister ki?
İlk adım belirler bu sayıyı. Nihayetinde bu yola o soktu bizi. Yalnız, bu bilgi, gizli olduğundan pek bir işimize yaramaz. Bu sebeple bunu fazla düşünmeyin derim, zaten ilk adımı atarken yeterince düşündünüz değil mi?
Adımların niteliği
İşte önem teşkil eden bir husus: Nitelik, yani kalite veyahut özellik. Her ilk adım yani her bir kırılma noktası, atılacak diğer adımların niteliğinde mutlak nüfuz sahibidir.
Nitelik, bir nevi üsluptur. Öyle ki yön tayini ile vazifelendirilmiş olan ilk adım bu üsluba göre görevini ifa eder.
İlk adımlarını atmaya hazırlanan iki insan düşünün. Yukarıda bahsettiğim aşamalardan geçen iki insan. İkisi de aynı amacı gerçekleştrmek için bir adım atmak isteyebilirler. Yalnız ilk adımlarına belirledikleri üslup birbirlerinden farklı olabilir.
Üsluplar iki çeşittir: Pozitif ve negatif. Pozitif olanlar erdemlerdir. Negatif olanlarsa erdemlere zıt düşen her şeydir. Negatiflere bir örnek: "katı pragmatik anlayış".
Erdemler ahlakın övdüğü değerlerdir.Her düşünüre göre farklı bir erdem ön plana çıkabilir. Yalnız bir erdem var ki bana göre diğerlerinden bir adım daha önde: Samimiyet.
Samimiyet
Samimiyet kollektif bir erdemdir. Çoğu değeri içinde barındırır. Çoğu değerin de ön şartıdır. Dürüstlük veya doğruluğu ele alalım. Samimi olmayan dürüst birini düşünün veya tam tersini. İkisi de sıkıntılı.
Bir başka ifade ile içtenliktir samimiyet. Samimi insanlar yapmacıklıktan uzaktır, hareketleri doğaldır. Yapmak için yapmaz, konuşmak için konuşmazlar. Kendilerini başkası için şekillendirmezler.
Farklılıklara saygılı, at gözlüğü takmayan kimselerdir. Her insan gibi önyargılara sahiptirler ancak pek azı gibi bunun farkındadırlar. İnsana insan olduğu için değer verir hudutlarını kendileri çizerler.
Son birkaç söz
2.Dünya Savaşı biteli 70 küsür sene oldu. "Savaş", zikredilmekten korkulan ancak zikredilmesi en çok arzulanan bir kelime haline geldi. Öyle ki bu istek, "asimetrik" ön eki ile biraz olsun yatıştırılıyor.
Bununla birlikte, her zaman olduğu gibi, insanlığın çözülmesi gereken muhtelif problemleri bulunuyor.
Problemler, onları oluşturan faktörler belirlenmeden çözüme kavuşturulamaz. İnsanlığın sahip olduğu problemlerin yegane sebebi olmasa da çoğunu kapsayan bir sebep söyleyebilirim: Samimiyetsizlik.
Devlet yöneticilerinden vatandaşlara kadar bu hastalık mevcut. Etrafınızdaki sorunları değerlendirirken bu açıdan düşünürseniz çoğu zaman bu sonuca varacağınızı düşünüyorum.
Ezcümle; samimiyete ihtiyacımız var. Bu kollektif erdem bize çok şey katıyor. Bir kere daha ilk adımı atmalıyız ancak bu sefer samimiyetle.
-nbsas-
Yorum Gönder