İnsanlar gibi şehirlerin de bir kaderi vardır, bir nevi canlıdırlar. Kurulurlar, gelişirler, yıkılırlar, yeniden kurulurlar... Yalnız insanlardan farklı olarak, kendi kaderleri üzerinde tasarrufları yoktur şehirlerin. İnsanların kaderlerinde var olurlar.
Bazı şehirler vardır ki isimleri anıldığı anda başka isimleri çağrıştırırlar. Başka isimleri yani ikonları. Şehirlerle bütünleşen, kaderinin bir parçası olan ikonlar... Kimi iyi bir şöhreti beraberinde getirir, kimi de hatırlanmaktan kaçınılan hatıraları...
Bu yazıda nam yapmış birkaç şehir ikonundan ve kısaca hikayelerinden bahsedeceğim.
Eyfel Kulesi
Eyfel kulesi (tour Eiffel) 1887 ile 1889 yılları arasında Gustave Eiffel'in firması tarafından, Fransız Devrimi'nin 100. yıl kutlamaları çerçevesinde inşa edilmiştir. 3.000 işçi 26 ay boyunca 18.038 adet demir parçayı 2,5 milyon perçinle bir araya getirdi ve sonunda 1889 senesine planlandığı üzere inşa tamamlandı.
Değinmeden geçilemeyecek bir Eyfel fotoğrafı, inşa amacı ile çelişki:
![]() |
23 Haziran 1940 |
Tac Mahal
Bir türbe (anıt mezar) niteliğinde olan Tac Mahal, Şah Cihan (Şah-ı Cihan) tarafından eşinin ölümü üzerine yaptırılmıştır. İçinde Şah Cihan ve eşi Mümtaz Mahal'in mezarları bulunmaktadır. "Taşa kazınmış bir aşk şiiri" şeklinde tasvir edilir.
Hindistan ve çevresinde 300 seneyi aşkın hüküm süren (Türk-Moğol-Hint) Babür Devleti'nin en güçlü zamanında meydana getirilen eserde, aralarında Mimar Sinan'ın talebelerinin ve Osmanlı hattatının bulunduğu 20 bin işçi, ,taşçı ve oymacı tarafından 20 senede tamamlanmıştır.
Big Ben
Londra'da, Westminster sarayının bir parçası olarak inşa edilmiştir. 4 tarafında da saat bulunan Big Ben'in resmi ismi Aziz Stephen Kulesidir (Saint Stephen's Tower).Big Ben ismi kulede saat başı çalan çanın ismidir.
Gösterdiği zamanın doğruluğu ile nam yapan bu saat kulesinin saati, inşa edildiği tarihten bugüne kadar yalnızca birkaç kez yanlış zamanı göstermiştir ve ayarlama gerektirmiştir.
Giza Piramidleri
Milattan önce 2000'li yıllarda inşa edilen Giza Piramitleri modern dünyanın henüz çözemediği sırlara sahip. Güneş alma açısı, süresi, labirentleri, inşa şekli... bunlardan yalnızca birkaçıdır.
Anıt mezar olan piramitler Firavunlar için inşa ediliyordu. Bu şekilde çok eski bir medeniyetin binalarının günümüze ulaşması insanlık için büyük bir zenginlik olsa gerek.
Kolezyum
Kolezyum, Roma’da bulunan Flavianus Amfitiyatro olarak da bilinen bir arenadır. İmparatorlar burada Roma halkını eğlendirmek için ve biraz da kendi eğlenceleri için gladyatör dövüşleri düzenlerdi. Bunlardan başka pek çok halk gösterileri, taklit deniz savaşları, hayvan avcılığı, infazlar, meşhur savaşların yeniden canlandırılması, klasik mitolojiye dayanan dramalar olurdu.
Sekiz senede inşa edilen bu ikon, 55 bin seyirci kapasitesine sahiptir.
Süleymaniye ve Ayasofya
Tarihte iki büyük imparatorluğa başkentlik yapmış, Doğu Roma'da Konstantinopol, Osmanlı'da ise İstanbul adıyla anılan bu şehrin ikonluğunu bu iki mükemmel yapı paylaşıyor. Elbette ki her birisini ayrı bir ikon olarak görmek mümkün. Öyle ki Ayasofya 1000 sene kadar bu görevi tek başına üstlenmiştir.
Günümüze ulaşan Ayasofya(Hagia Sophia - Kutsal Bilgelik), binanın 3. hatta 4. versiyonudur. Doğu Roma İmparatorluğu himayesindeyken iki defa ayaklanmalarda yakılmıştır. 3. Ayasofya ile 916 yıl boyunca Hristiyanlığın mabedi olmuştur.
1453 yılında Osmanlı'nın Konstantinopol'ü fethi ile eski düzenlemeler korunarak ve eklemeler(minare, hat...) yapılarak camiye çevrilmiştir. 481 yıl cami olarak hizmete sunuldu. 1935 yılında Atatürk'ün talimatı üzerine müzeye çevrilmiştir.
Süleymaniye Camii ve Külliyesi ise 1556-1557 yıllarında, Kanuni Sultan Süleyman tarafından Mimar Sinan'a yaptırılmıştır. Birbiri içindeki tamamlayıcı yapılar Osmanlı mimarisinin en önemli örnekleri arasındadır. Birçok deprem geçiren Süleymaniye, bu depremleri -Ayasofya gibi- neredeyse hasarsız atlatmıştır.
Özgürlük Anıtı (Heykeli)
Bu ikon, bir şehrin değil belki de Amerika Birleşik Devletleri'nin ikonu olarak sayılabilir. Elbette ki Beyaz Saray'ın da önemi göz ardı edilemez. Ancak en çarpıcı olan ikonun bu olduğunu düşünüyorum.
Bu ikonun ilginç de bir hikayesi var:
1880’li yılların içinde Fransa’da yapılan Özgürlük Heykeli, Süveyş Kanalı projesinde kullanılacaktır. Firavun kıyafeti giyen bir kadın elinde meşale tutarak Asya’nın ışığını temsil edecektir.
Mısır’a gönderilmesi gereken heykel, Fransa’nın Amerika ile olan dostluğunun taçlandırılması için Amerika’ya gönderilir. Üzerinde birkaç değişiklik yapıldıktan sonra New York adacıklarından birinin üzerine dikilir. 28 Ekim 1886 yılında Özgürlük Anıtı adı ile heykelin açılışı yapılır.
Buna ek olarak bir iddiaya göre, ABD'nin kuruluşunun 100. yılı gerekçesiyle gönderilen anıtın parasının yarısından fazlasını dönemin Osmanlı padişahı Sultan Abdülaziz’in ödemiş olmasıdır.
Mescid-i Aksa
Semavi "dinlerin" birçoğu için kutsal sayılan bir mabeddir. "Eski Dünya" şeklinde adlandırılan coğrafyanın merkezi bir konumundadır ve dini metinlere göre birçok peygamber burada bulunmuştur.
Kudüs (Jerusalem) şehrinin ikonu olan bu yapı çokça Kubbet-üs Sahra(The Dome of Rock) ile karıştırılmaktadır. Medyanın da çokça yaptığı bu hata yüzünden, çoğu kişi, yukarıdaki fotoğrafta arkada yer alan sarı(altın) kubbeli Kubbet-üs Sahra'yı, Mescid- Aksa(gri kubbeli) zannediyor.
Yapılışıyla ilgili yine dini metinlerde bulunan bilgiye ve birkaç rivayete göre, Mescid-i Aksa'yı "ilk" inşa eden Hz. Davud'dur. Sonrasında Hz. Süleyman, hasar gören ve bakımsız kalan bu binayı yeniden yaptırmıştır. MS 638 ile Hz. Ömer İslam Devleti adına Kudüs'ü fethettikten sonra cami yeniden inşa edilmiştir.
İslam Devleti'nin egemenliğinde ve sonrasında Osmanlı'nın egemenliğinde 3 semavi dine de (İslam, Hristiyanlık, Musevilik) hizmet etmiştir. Bu ortam, arada Haçlı saldırılarıyla bozulduysa da uzun bir süre devam etmiştir.
Bugünlerde ise Mescid-i Aksa, İsrail Devleti'nin Kudüs'ü fiili bir şekilde işgal etmiştir veya bir başka bakış açısıyla, fethetmiştir. İşgal sonrası, evvelde bahsettiğim ortam kurulamamıştır. Öyle ki Mescid-i Aksa yalnızca Yahudilerin hizmetine sunulmuştur.
Son birkaç söz
Şehirler canlıdır. Kimi zaman sevgiyle dolar kimi zaman hüzne boğulurlar. Şehirler ikonların bünyesinde hayat bulurlar, ikonlar da insanların. Nihai karar insanın elindedir. Bugüne kadar hem kendisinin hem de şehirlerin kaderini belirlemiştir, belirlemeye devam da edecektir.
-nbsas-
Yorum Gönder