Ritim,
uyumla eş anlamlıdır. Mandolinden çelloya, tamburdan klarnete her enstrüman bu
uyumla harekete geçer. Tabi ki kulaklar için hoş ezgiler o kadar da kolay
ortaya çıkmaz. Yani "uyum"a ulaşmak zordur. Ciddi bir disiplin ve
sabır gerektirir. Belki bazıları Mozart gibi tek seferde ve solukta çok
enstrümanlı bir senfoni ortaya çıkarabilir. Ancak bu, benim konumun dışında
kalır. Çünkü bu halde öğrenim tamamlanmıştır.
Ritmin sanatta yeri
Başta
değinmiş olsam da burada bu konuyu biraz daha açmak iyi olur diye düşünüyorum.
Tanımlar üzerinden gidelim:
Müzikte ritim:
Ezgi ve uyumla birlikte müziği oluşturan bir öğe olarak vurgu, uzunluk ya da
seslerin, durakların düzenli bir biçimde yinelenmesinden doğan düzen.
Yazında ritim:
Şiirde ya da düzyazıda vurgu, uzunluk ya da seslerin, durakların düzenli bir
biçimde yinelenmesinden doğan uyum.
anlamlarına
gelmektedir. Fark ettiğiniz üzere burada "uyum" ortak paydadır.
Öyle ki yazı da müzik de kendi içinde uyuma sahip olmazsa ne okunur ne de
dinlenir.
Bunun
haricinde ritim ile ilgili ayrıntılı bilgiye -bu yazı için- gerek
olmadığını düşünüyorum.
Ritmin
sağlıktaki yeri
"Müzik
ruhun gıdasıdır." vecizesi bir aralar pek kullanılır olmuştu. Ne yazık ki
her şey gibi onun da "modası geçti". Bu söz pek önemlidir.
Bunun en birincil sebebi teşkil ettiği anlamın dar düşünmeyi engelleyici bir
yapısının olmasıdır.
Benim
açımdan ilk bakışta -ya da okuyuşta- "Ruhu doyurmak için müzik
dinlenmeli, yoksa sorun çıkacak." gibi bir anlama geliyor. Sonrasında
müziğin dinlenilmesini meşrulaştıran, ona bir görev yükleyen bir anlam peşi
sıra ötekini takip ediyor. Bittabi bu anlamlar bu sözün içinde var. Ancak sözün
mahiyeti elbette ki madalyonun diğer tarafında: "Sorun çıktığında
bunu düzeltecek olan da müziğin kendisidir."
İbn-i Sina,
Farabi gibi alimlerin bu konudaki çalışmaları ve günümüzde de bu gibi hastanelerde
-az da olsa- ritmin ve müziğin "tedavi" olarak kullanılması bu
yüzdendir. Bu tedaviler adeta insanı "akort etmektir".
Ritmin
öğretimde yer alması fikri Platon'un Devlet'inde ve bundan dolayı pek
tabi Sokrates'in konuşmalarında geçmektedir. Öyle ki bu konuşmalara
göre her sosyal ve bundan dolayı her insan sınıf ritim öğretimine
tabi kılınmalıdır. Çünkü ruhta sorun çıktığında tedavide kullanılan ilaç,
sorun çıkmadan evvel tedbir niteliğindedir. Bu öğretim sayesinde insanlar ince
düşünceli, naif ve uyumlu kişilikler edinebilmektedir.
Son
birkaç söz
Niyetim;
herkesin yaptığı veya yapmaya niyetlendiği gibi eğitim-öğretim sistemini yerin
dibine geçirip, umarsız ve umutsuzca köşeme çekilmek değil elbette. Çünkü bu
yazıyla dahi çözümün bir ayağını sizlere sunuyorum.
Açık fikirliliğe
ve yaratıcılığa kapı açan bu mükemmel yöntem, erken yaşlardan itibaren
insanlara öğretilmeli. Çünkü gittikçe tek-düze hayatlar inşa eden bu
düzende insanlar dünyaya başka bir yönden bakmayı her şeyden daha çok
arzulamalıdır. Bunun aksine gelişen bir dünyada elbette insan gereksiz bir
varlıktır. Öyle ki onun işini katbekat iyi görebilecek yapay zekalar
mevcut olacaktır.
-nbsas-
Yorum Gönder