Bu engel, insanı, mevcut durumunda kalmaya zorlar. Onu bir zamana hapseder. Tüm çıkış yollarını tehlikeli gösterir. Bunun bir görünümü de aşırı muhafazakarlıktır.
Cahillik sanki bilgeliğin karşısında var olan bir karşıt kavram gibi görünüyor. Bu görünüm aldatıcıdır. Bunun nedeni karşıt bir kavramın aslında kendi başına var olmamasıdır. Mesela bir oda düşünelim. Bu odanın tavanına bir ampul yerleştirelim. Ampul ile aynı hizada olacak şekilde, tabana da bir masa yerleştirelim. Ampul açıldığında görülecektir ki masanın altı harici(tabi burada diğer tüm şartların olduğunu varsayıyoruz: yeteri kadar ışık var, ampul her yeri görüyor...) her yer aydınlanmıştır. Masanın altı ise karanlıkta kalmıştır. Masanın altının karanlık olması, burada karanlığın var olması değil ışığın oraya ulaşmamasıdır. Yani ışığın yokluğu, "karanlık" diye adlandırılmıştır.
Cahil kalmak
"Karşıt kavram" olayına biraz girdikten sonra cahilliğin var oluşu daha iyi açıklanabilir gibi duruyor. Yine aynı örnek üzerinden gidelim: Aynı oda, aynı şartlar... Buradaki ampul bilgedir. Işık ise bilgidir ve bilge tarafından odanın dört bir yanına ulaştırılır. Örnekteki masa, cehalettir. Masanın ayakları ise cahillerdir. Öyle ki cehalet ışığın yani bilginin, ayaklara ulaşmasını engeller. Masanın aydınlık olan üst kısmı ise sahte bilgeleri ifade eder; masanın ayaklarına ışık, yani bilgi aktarmak yerine onun yokluğuna neden olan bilgi bencilleridir.
Bunlar başlığın anlaşılması için yeterli. Bunun yanında birkaç şey daha eklemek istiyorum:
İnsan bir gecede cahil kalır mı?
Böyle bir şey normal hallerde(hafıza kaybı veya benzeri bir durum yoksa) mümkün değildir. Bununla birlikte bu söz biraz da edebi bir sözdür. Sanatsal değeri olup etkileyiciliği bir hayli kuvvetlidir. Bu sözün kullanıldığı bağlamlar genellikle "alfabe" tartışmalarının yaşandığı yerlerdir. Dediğim gibi tesiri kuvvetli olan bu söz yorumlama ile ancak amacına ulaşabilir. Alfabe değişikliği ile söylenen bu söz, ileriye dönük bir cehaletin oluşacağını belirtmeye çalışmıştır. Bu kısmen doğru olabilir ancak birkaç yerinde önlem alınsaydı bu sözü söyleyenler şimdi bunu akıllarına bile getiremezlerdi. Bu önlemlerin başında çok yönlü insan yetiştirebilen bir "öğretim" sistemi gelmektedir ancak bunu daha fazla açmayacağım konumuz bu değil.
Bu söz bugün bir başka nedenle yinelendi. Bu sefer tetikleyici olan harf inkılabı değil "bir başka devlet işlemi"ydi. (Zaten genelde gündem ,devlet üzerinden belirlenir) Bu devlet işlemi bir KHK'dır. Bu, Türkiye Cumhuriyeti'nin 686. KHK'sıdır. Bundan evvel de içeriği benzer KHK'lar yayınlanmıştı. Ancak onlar, bunun kadar yoğun olmamıştı. Tabi bununla beraber konunun güncelliği açısından da bundan bahsetmek istedim.
Peki bu KHK'nın konu ile ne alakası var? Demin de bahsettiğim gibi malum söz burada yinelendi. Bu söz yine ileriye dönük olarak yorumlanabilir, yorumlanmalıdır. Zira akademisyenlik(scholar) kelime kökeni bakımından da bilge kişilerin sıfatıdır. Bu nedenle bir hafıza kaybı ve popüler ifadeyle bir beyin göçü olacağı pek tabi mümkündür. Yalnız bu hemen etkili olmayıp zamanla etkisini gösterecektir.
Savunma
Yanlış anlaşılmasın benim burada amacım komplo teorileri yazıp, kötü senaryolar üretmek değil. Bilakis ben ihtimalleri göz önünde tutarak gerçekçi davranmaya çalışıyorum. Bununla birlikte temennim yapılan ve yapılacak olan bu gibi "işlemlerin" en hayırlı şekilde nihayete ermesidir.
nbsas
Yorum Gönder