Çoğu insan somut olanı soyut olana göre daha iyi ve hızlı kavrar. Bu, insan doğasının bir gereğidir. Bu yüzden soyut bir konuyu çalışırken veya bir varsayımı düşünürken örneklendirmeler -genelde- durumu daha iyi hale getirir. Örnekler bazen konunun muhteviyatını daraltsa da bu, göze alınması gereken bir risktir.
Bu yazıda; somutluğu ve soyutluğu bir araya getiren, yediden yetmişe herkesin sahip olduğu, "hedefler"den ve bu hedeflere ulaşma konusunda bir örnekten bahsedeceğim.
Hedef nedir, neye denir?
"Hedef" kelimesi birkaç anlama gelmektedir. Yalnız, bunların hepsinden ayrı ayrı bahsetmek niyetinde değilim. Bu yazıda ele alınan "hedef": "Yapılması tasarlanan iş, amaç" şeklinde tanımlanabilir.
"Herkes"in hedeflere sahip olduğundan bahsettim. Yazılarımda çok özen göstererek kullanırım "herkes" kelimesini. Kapsayıcılığı muazzam olan bu kelimeyi burada anmamın sebebi; etrafta hedefsiz gibi gördüğünüz, yaşama amacı pek de belirgin olmayan kişilerin de en azından bir hedefe sahip olduğunu bilmenizi istememdir.
Aslında burada bir nevi "paradoks" mevcuttur. Öyle ki hiç kimse hedefsiz değildir, direkt olarak "benim hedefim yok" veya "belirsiz" diyen bir kişi de hedefsizliği veya muğlaklığı hedeflemiştir. Bundan dolayı neye hedef deneceği sorusunun cevabı geniş bir yelpazeye sahiptir.
Hedefe merdiven dayamak
Hedefinizi sizden yüksek bir pencere olarak hayal edin. Mevzu bahis olan hedefiniz, size ne çok yakın olsun ne de sizden aşırı derecede uzak. Bu hedef sizden yüksekte bir yerde olsun yeter.
Bu, pencere varsayımını yaptıktan sonra pencereye varmak için çaba sarf eden insanlardan biraz bahsedeyim.
Aracısız tırmanıcılar
Çoğu kişi pencerenin altında dolanır durur, bir hal çare arar. Bu kişiler bazen elinden gelebildiği kadar yükseğe zıplar, hoplar ancak pencereye varamadan yere çakılır.
Nadiren de olsa arada bir de pencere pervazına tutunmayı başarır. Ancak bunu başarabilmek için o kadar çaba sarf etmiştir ki kendinde, kendini yukarı çekecek kudreti bulamaz ve evvelki senaryo tekerrür eder.
Vasıfsız malzeme yığanlar
Bazı kimselerse pencere altına yığınla malzeme toplar. Bu malzeme yığınına tırmanarak pencereye varmak isterler. Nitekim bunu başarabilenler mevcuttur. Fakat bunu başaranların, pencereye uzanmak için son adımı atmalarıyla yığınları hemen dağılır.
Doğru artık pencereye varmışlardır ancak ne aşağı inmeye ne de daha yukarıdaki pencereye ulaşmada elleri boş kalmıştır.
İp atanlar
Pencereye varmayı amaçlayan bir diğer gruptaki insanlarsa, pencereye ip atarak tırmanmaya çalışır. Bu kimselerin karşılaştığı ilk güçlük ipi pencereye tutturabilmektir. Öyle ki ipin ucu kancalıdır.
Sonrasında ise kendilerini yukarı çekmeleri gerekir. Bazen bir kol boyu bazen de birkaç santim yükselirler. Elbette yorgunluğu da hesaba katarlar. Bir istikrar olmaksızın çabalayan bu kişilerden de pencereye ulaşanlar mevcuttur.
Merdiven dayayanlar
Bir diğer grup ise bu yazıya adını verenlerdir. Bu kimseler pencereye ulaşmak için merdiven imal ederler ve kullanırlar. Öyle ki yüksekliği tespit etme işlemi gerektiren bu durumun sujeleri olan bu kişiler, hem imalat sürecinde hem de kullanım aşamasında bilinçli davranırlar.
Yapılan merdivenlerin her biri, yalnızca bir pencereye özgüdür. Merdivendeki her bir basamak, ipteki aşamaların aksine bir düzen ve istikrar içerir. Basamaklar arası uzaklık da bu istikrarın bir parçasıdır.
Bu kimseler pencereye ulaştıktan sonra merdivnlerini kaldırmazlar. Merdivenler sabit kalır. Çünkü gerektiğinde aşağı inip bir sonraki merdiveni inşa etmek için yeni malzemeleri getirmeleri gerekir.
Son birkaç söz
Her insan kendi yöntemini, yöntemlerini seçmede özgürdür, her ne kadar aksini düşünenler olsa da. Bunu kanıtlamak adına daha önce bahsettiğim "paradoksu" kullanabilirsiniz.
Pencereye yani hedefe ulaşmak elbette bir zahmet gerektirir. Ancak şu da var ki bu zahmet, alınan yol ile her zaman doğru orantılı değildir. Öyle ki "aracısız tırmanıcılar" en fazla zahmeti çeken gruplardan biridir.
Belirtmem gerekir ki; pencereye ulaşma davasında verdiğim bu örnekte, atılan her bir adım, bir duruma karşılık gelmektedir. Pervazdan, yığınlara her bir adım...
Merdiven imal edenler ve onu kullananlar ideal yolu izleyenler gibi gözükse de; diğer gruplarla ortak bir zayıf yanları bulunmakta: Doğru pencereye ulaşmak.
Bu yazıda; somutluğu ve soyutluğu bir araya getiren, yediden yetmişe herkesin sahip olduğu, "hedefler"den ve bu hedeflere ulaşma konusunda bir örnekten bahsedeceğim.
Hedef nedir, neye denir?
"Hedef" kelimesi birkaç anlama gelmektedir. Yalnız, bunların hepsinden ayrı ayrı bahsetmek niyetinde değilim. Bu yazıda ele alınan "hedef": "Yapılması tasarlanan iş, amaç" şeklinde tanımlanabilir.
"Herkes"in hedeflere sahip olduğundan bahsettim. Yazılarımda çok özen göstererek kullanırım "herkes" kelimesini. Kapsayıcılığı muazzam olan bu kelimeyi burada anmamın sebebi; etrafta hedefsiz gibi gördüğünüz, yaşama amacı pek de belirgin olmayan kişilerin de en azından bir hedefe sahip olduğunu bilmenizi istememdir.
Aslında burada bir nevi "paradoks" mevcuttur. Öyle ki hiç kimse hedefsiz değildir, direkt olarak "benim hedefim yok" veya "belirsiz" diyen bir kişi de hedefsizliği veya muğlaklığı hedeflemiştir. Bundan dolayı neye hedef deneceği sorusunun cevabı geniş bir yelpazeye sahiptir.
Hedefe merdiven dayamak
Hedefinizi sizden yüksek bir pencere olarak hayal edin. Mevzu bahis olan hedefiniz, size ne çok yakın olsun ne de sizden aşırı derecede uzak. Bu hedef sizden yüksekte bir yerde olsun yeter.
Bu, pencere varsayımını yaptıktan sonra pencereye varmak için çaba sarf eden insanlardan biraz bahsedeyim.
Aracısız tırmanıcılar
Çoğu kişi pencerenin altında dolanır durur, bir hal çare arar. Bu kişiler bazen elinden gelebildiği kadar yükseğe zıplar, hoplar ancak pencereye varamadan yere çakılır.
Nadiren de olsa arada bir de pencere pervazına tutunmayı başarır. Ancak bunu başarabilmek için o kadar çaba sarf etmiştir ki kendinde, kendini yukarı çekecek kudreti bulamaz ve evvelki senaryo tekerrür eder.
Vasıfsız malzeme yığanlar
Bazı kimselerse pencere altına yığınla malzeme toplar. Bu malzeme yığınına tırmanarak pencereye varmak isterler. Nitekim bunu başarabilenler mevcuttur. Fakat bunu başaranların, pencereye uzanmak için son adımı atmalarıyla yığınları hemen dağılır.
Doğru artık pencereye varmışlardır ancak ne aşağı inmeye ne de daha yukarıdaki pencereye ulaşmada elleri boş kalmıştır.
İp atanlar
Pencereye varmayı amaçlayan bir diğer gruptaki insanlarsa, pencereye ip atarak tırmanmaya çalışır. Bu kimselerin karşılaştığı ilk güçlük ipi pencereye tutturabilmektir. Öyle ki ipin ucu kancalıdır.
Sonrasında ise kendilerini yukarı çekmeleri gerekir. Bazen bir kol boyu bazen de birkaç santim yükselirler. Elbette yorgunluğu da hesaba katarlar. Bir istikrar olmaksızın çabalayan bu kişilerden de pencereye ulaşanlar mevcuttur.
Merdiven dayayanlar
Bir diğer grup ise bu yazıya adını verenlerdir. Bu kimseler pencereye ulaşmak için merdiven imal ederler ve kullanırlar. Öyle ki yüksekliği tespit etme işlemi gerektiren bu durumun sujeleri olan bu kişiler, hem imalat sürecinde hem de kullanım aşamasında bilinçli davranırlar.
Yapılan merdivenlerin her biri, yalnızca bir pencereye özgüdür. Merdivendeki her bir basamak, ipteki aşamaların aksine bir düzen ve istikrar içerir. Basamaklar arası uzaklık da bu istikrarın bir parçasıdır.
Bu kimseler pencereye ulaştıktan sonra merdivnlerini kaldırmazlar. Merdivenler sabit kalır. Çünkü gerektiğinde aşağı inip bir sonraki merdiveni inşa etmek için yeni malzemeleri getirmeleri gerekir.
Son birkaç söz
Her insan kendi yöntemini, yöntemlerini seçmede özgürdür, her ne kadar aksini düşünenler olsa da. Bunu kanıtlamak adına daha önce bahsettiğim "paradoksu" kullanabilirsiniz.
Pencereye yani hedefe ulaşmak elbette bir zahmet gerektirir. Ancak şu da var ki bu zahmet, alınan yol ile her zaman doğru orantılı değildir. Öyle ki "aracısız tırmanıcılar" en fazla zahmeti çeken gruplardan biridir.
Belirtmem gerekir ki; pencereye ulaşma davasında verdiğim bu örnekte, atılan her bir adım, bir duruma karşılık gelmektedir. Pervazdan, yığınlara her bir adım...
Merdiven imal edenler ve onu kullananlar ideal yolu izleyenler gibi gözükse de; diğer gruplarla ortak bir zayıf yanları bulunmakta: Doğru pencereye ulaşmak.
-nbsas-
Yorum Gönder